Kavramın kullanıldığı bağlam, yani anlamın hangi yönde düşünüleceğini bize gösteren “sıralanış ciheti” önemlidir.
İnsan, İç’e yönelende, anlam bulur; Dış’a da ancak bu anlam doğrultusunda şekil verilebilir.
Bir Kişi’nin Hayat Hikâyesi’ndeki, onun yaşamını yönlendiren yaradılış esaslarının okunması için, Empati ifadesini de kullanırız.
“Gün’ün sonunda” ise İnsan Allah ile baş başa kalır.
Zor oyunlar, her zaman insana daha çok şey öğretir. Zor simülasyon oyunları, bizi gelişmeye ve oyunun sistemini/iç mekanizmasını öğrenmeye iter.
Her yaratıcı sürecin başında şu soru ile yüzleşirim: Bunun bir anlamı, bir değeri var mı?
El, yaranın üzerini örter.
Fakat bizler, birbirimizi sürekli hapsediyoruz: Tanışıklığın alışkanlığına, kültürün normlarına. Dinlemiyoruz.
Bir Yazı yazdım, fakat mutmain olamadım ondan. Tekrar okudum kendi yazdığımı ve mutmain olduğum yazılar ile kıyasladım.
Düşünüyoruz ki, burada akla yatkın bir sebep vardır. Yani Zina’nın haram kılınışında. Fakat tabii ki Tanrı, kendi yaratımına, yani kendi yarattığı uzvî ihtiyaçlara “kötülük” atfedecek değildir. Düşünmekteyiz ki, her “haram” gibi, burada da Metafizik İlkeler ile bir uyumsuzluk söz konusudur.