Karşıtların çarpışması yok ise, yaşam bitmiş demektir. Bu düşünce hareketi, aynı zamanda Hakikat Anlatısı’na Canlılık’ını veren şeydir.
Doğal koşullarda, yani zorlayıcı/dikte eden bir dış etki bulunmadığında; bir şeyi ölçüp biçmemiz için bir Sebep’e ihtiyacımız vardır.
Tenzih, Yaratıcı’nın her türlü anlaşılır nitelikten münezzeh olduğunun ifade edilmesidir. Teşbih ise, Yaratıcı’nın çeşitli İsim ve Sıfat’larının benzetim yoluyla anlatılmasıdır
Sanatçı, geniş anlamı ile, Enstrüman kullanarak Güç Olan’ı anlayan ve anlatandır.
Antik dönemlerde, Âlim’ler pek çok farklı disiplinde eğitim alıyordu ve tüm bu alanlara Bütün’cül bir bakış açısı ile yaklaşabiliyorlardı. Bu, gerçekte belirli bir disiplini tam olarak anlamanın tek yoludur.
Kendini Gerçekleştirme, her varlıkın Öz’ünden gelen bir dilektir. Böylece Bireyleşme İlkesi gereği; Logos, Materia üzerinden tezâhür eder ve Nitelik’ler sayılabilir olan üzerinden açığa çıkar.
Beşerî otoriteye isyan, bir reddiye eylemidir ve belirttiğimiz Yanlışlama Metodu’nun esasını oluşturur.
İnsan’ın Yaratıcı Merkez’i olarak Tanrı, tüm Nitelik’lerin, İsim ve Sıfat’ların da Kaynak’ıdır.
İç’sel Hayal cihetinden, Kutsal Ruhânî Bıçak imgesi, Nefs’i hasta eden “tıkanıklıkları” açan ve hastalıklı olanı arındıran, benlikten uzaklaştıran mânevî etkileri ifade eder.
Yanlışlama metodu, Nicelik’ten Nitelik’e bir çeşit geçişi ve bozulma sürecinden sıyrılmayı içerir.