Epistemolojik Sınır’larından taşan İstatistikçi, Kibr’i ile kendisini dünyadan “ayrıştırmaya” ve “özelleştirmeye” çalışır.
Mûsikî, Rabb’in tecellisindeki Âhenk’i, “sesteki uyum/âhenk” vasıtasiyle zikreder ve aktarır.
Gerçekten bir cevap almak için soran ve sorgulayan bir arayışa koyulmuştur.
Açıktır ki; Standardizasyon, Ürün’lere uygulanır, İnsan’a değil.
İlham alınan Tavır için, “Hareket’i belirler”, daha doğrusu “Hareket Örüntü’süne ‘dayanak’ teşkil eder” demiştik.
Sembolik Dil’de, İlham, Üçgen ile temsil edilir. Bu aynı zamanda Yükseltici Unsur olan Ateş’e tekâbül eder. 3 sayısının tabiatı da, İlham’ın tabiatına işaret eder.
Çevresel koşullar, Zaman’ın Ruh’una Şekil verir ve Zaman’ın Ruh’u da çevresel koşullara. Aslında, Ruh'un Akış'ı ikisini Bir'likte ve eş-zamanlı gerçekleştirir.
Karşıtların çarpışması yok ise, yaşam bitmiş demektir. Bu düşünce hareketi, aynı zamanda Hakikat Anlatısı’na Canlılık’ını veren şeydir.
Doğal koşullarda, yani zorlayıcı/dikte eden bir dış etki bulunmadığında; bir şeyi ölçüp biçmemiz için bir Sebep’e ihtiyacımız vardır.
Tenzih, Yaratıcı’nın her türlü anlaşılır nitelikten münezzeh olduğunun ifade edilmesidir. Teşbih ise, Yaratıcı’nın çeşitli İsim ve Sıfat’larının benzetim yoluyla anlatılmasıdır