Dalış, nereyedir? Dalış Kaos’adır, Derinlere’dir; Zindan’lara akın edilir, hazineleri elde etmek için. Fakat ilginçtir, belki de biraz dehşetengiz; Kaos’un Canavar’ları da bir zamanların İnsan’ıdır
O zaman, İnsan Hakk’ı nasıl tanır? İnsan, ancak bir “yoğunlaşma” kabiliyeti olan İrade’si ile Hakk’a benzer ve O’nu tanıyabilir hâle gelir.
Bu yazıda Vahiy, İlham, Metod ve Uygulama kavramları arasındaki ilişkiye değinmek istiyoruz. Daha önce de bahsettiğimiz gibi; bunlar ilk dört Ontolojik Düzey’e tekâbül edip, Epistemolojik incelememiz için Anahtar niteliğindedir.
Hakikat’e Çekilen Setler’den bahsettik. Bunun özel bir zuhuru olarak Şeytânî Dönüşüm’den (Metamorfoz'dan) bahsedelim.
Hakikat, sınırlandırılamaz.
Her Nefs Mertebesi, Hakk’ı anlamadaki kabiliyeti gereği, belirli bir Zamansal Nitelik’e sahiptir. Bu aynı zamanda, Mekân’daki konumu itibariyle, Çevre’sel öğeler ile etkileşiminin ve İletişim’inin türünü belirler.
Nefs-i Mutmainne’nin ve Nefs-i Mülhime’nin tecellî eden İletişim biçimlerine değinmeye devam edelim.
İlham Kaynakları’nda, İlham’ın “kısmî bilgi”si ile Vahy’in “Bütüncül Bilgi”si arasındaki ayrıma değinmiştik. Bu ayrım aynı zamanda Nefs-i Mülhime ve Nefs-i Mutmainne arasındaki ayrıma tekabül ediyordu.
Bu yazıda tüm sahih Gelenek’lerde rastlanılabilecek olan Başlatıcı Kelime’den bahsetmek istiyoruz.
Düşünerek çözebiliyor olsaydık, gözyaşı var olmazdı.