Zaman’ın Biriktirdikleri, giderek “yoğunlaşır” ve “katılaşır”.
İlerlemeyen, yürümeyen, seyretmeyen ve okumayanın üzerinde tortular birikir.
Vahiy, tezâhür eden İlâhî İsim’in, Arketip’in bilgisini ilettiği için, “çok yönlü yorumlanabilirlik”e sahiptir.
Şimdi de, Modern kafa yapısını oluşturan düşünce akımlarından birisi olan İkicilik’ten (Dualizm’den) bahsedelim.
Kilise Zihniyeti, boyunduruğu altına aldığı ve köleleştirdiği Zihin’lere “sözde hakikatleri” vâzetmektedir.
Varlık’a bağlanamayan (râbıta edemeyen) varlıklar, anlamlarını yitirirler.
Esas olan Bir’liktir. Tüm Sayı’ların Bir’den türeyişi gibi, cümle varlıklar da Varlık’tan türer/yaratılır. Böylece, tüm çokluklar, yeniden Birlik’e döndürülerek anlamlandırılabilir.
Modern zihniyetin çokça karıştırdığı ve anlam kaymasına uğrattığı iki kavramı inceleyelim: Alışkanlık ve Disiplin.
“Var” olanın “yok” sayılması ise, zulüm ve sihrin (yalana bağlı telkin işinin) üzerine kurulu olan bir beşerî sistemin temellerini oluşturur.
Her Rüya gibi, her Hayal de Gerçek olana bağlı ve bağımlıdır.