Gölgelerin Kullanım Alanları
Olasılık ve İstatistik Epistemolojisine devam edecek olursak… Değinmek istediğimiz, gözümüze ilk çarpan şeylerden birisi de, İstatistik metodlarının indirgemeci yaklaşımıdır. İstatistikçi, Gerçek Dünya’dan “veri toplar”. Gerçeklik’in bir “iz-düşümünün”, hatta sadece odaklanılan oldukça kısıtlı bir alandaki bir Manzara’nın “iz-düşümünün” alınması işidir, “veri toplama işi”. Bu durumda, İstatistikçi’nin topladığı “veri”, Gerçeklik’in bir gölgesinin gölgesinden ibarettir.
Burada, İstatistik’in gerçek Epistemik değerini belirlemek için, artık şu soruyu sormamız gerekmektedir: Bir Gölge, ne işe yarar? Yani; neden Gerçek olanın bir Gölge’sini çıkartmak isteyeyim? Bir Gölge, tam olarak ne amaç ile kullanılabilir?
Bu soruları cevaplamak için, önce bir Gölge’nin ne amaçla “kullanılamayacağını” düşünelim. Açıktır ki, gözümüzün önündeki Gerçek’i anlamak için, Gölge’sinden faydalanmak pek verimli değildir. Zira Gölge, Gerçek’in pek çok özelliğini “karartır” ve onun ancak bir silüetinden ibarettir.
Bunun gibi, İstatistik biliminde kullanılan, bu “toplanan veri”ler de, ancak Gerçek olanın “kaba bir silüetini” çıkarmak için kullanılabilir. Artık kim, neden böyle bir şey yapmak istiyorsa.
Buradan sonra, artık diyebiliriz ki; İstatistik metodları, “Gerçeklik’in anlaşılması gayesi” ile kullanılmak için oldukça verimsizdir.
Peki o zaman, İstatistik’in haklı, meşru ve verimli kullanımı ne olabilir? Olasılık ve İstatistik metodlarının kontrol etme gayesi taşıdığını söylemiştik. Gerçekten de, İstatistik ancak bu kontrol gayesi açıkça ve dürüstçe kabul edildiğinde kendine meşru ve verimli bir faaliyet alanı ediniyor gibi görünüyor. Ki tarih sahnesine de ilk bu amaç ile çıkmıştır.
Kontrol etme niyetinin, ancak cansız objeler üzerinde tam bir haklılık edindiğini düşünüyoruz. Misal, üretilen bir Ürün’ün, Sınır’ları belirlenmeli ve kontrol edilmelidir. Ki burada İstatistik’in alanını daha da daraltıp, doğal ve yapay Ürün’ler için de bir ayrım yapabiliriz. Zira ne zaman Canlılık söz konusu olsa, artık bu Canlı’nın verdiğ ürünlere de, basitçe bu Canlı ile alakasız bir cansız obje muamelesi yapamayız. Bu tip durumlarda da İstatistik biliminden faydalanırken, tam olarak neleri Sınır’landırdığımızın farkında olmamız gerekir.
Sonuç olarak şunları diyeceğiz; İstatistik’in kullanımı ancak bir Tasarım söz konusu olduğunda ve cansız objelere bu Tasarım’a uygun biçimde Şekil verilmesi gerektiğinde meşrudur. Önceki yazılarımızda verdiğimiz “taş oymacı” örneğini hatırlayalım. Buna benzer biçimde; İstatistik, “Gerçeklik’in gölgesinin gölgesini” kullanarak, cansız objelere bir Tasarım’a yönelik Şekil verilmesi gerektiğinde, doğru Faaliyet Alanı içindedir.
Bunun haricinde, İnsan’lar üzerindeki kullanımını gerçekten “taş oymacı” örneğimize benzetiyoruz. Eğer Şekil verme gayesi ile değilse, bu sefer “gölgelerden anlam çıkarma” söz konusudur. Ki bu da ancak Gerçek’in “kabataslak bir silüetini” çıkarmak için kullanılabilir.
12.11.2023