Sembolik Varlık ve Mânevî Otorite’den bahsetmiştik. İnsan-ı Kamil’in Uyanış’ı, onun belirli bir Mahall’e İniş’idir; “İlâhî İdrak’in İnişi” anlamında. Fıtrat ve meşrep gereği, her Fert özündeki Kim’liğine tekabül eden İsm’in Manêvî Otorite’sine sahip olur. Bu da ona karşılık gelen İlim ve Kelâm’ı özümsediği anlamına gelir. Hz. Peygamber hepsini Allah u Teala’ya sunmuştu. Eskiler (“ataların diyaneti”) tanrı olmak, o İnsan olmak istedi. İşte bu Sebep’ten, tüm Sure’leri Orijinal Yaratıcı’ya adadı, ve gene bu Sebep’ten Kur’an her türlü yozlaşmaya karşı korundu. Mânevî Otorite, böylece Arz’da geçici mucizeler olarak değil, “Alemlere Rahmet bir Kur’an” – Kelâm olarak tecellî etti.
Bu şekilde, her Sure İsmi aynı zamanda bir Mânevî Otorite’ye karşılık gelir. Aslında Mânevî Otorite, İnsan-ı Kamil’in Doğuş’u süresince çektiği acı, ızdırap ve manadan kaynaklanır. Kimisi Kalem’dir, yazmak, yazı, mürekkep, form ve harflerin zahiri ve batıni İlmine sahiptir. Kimisi Güneş’tir, karanlıkları aydınlatır, Vahdet’i tesis eder, yanına yaklaşma cüreti göstereni yakar, Dünya’yı yaşanılır kılar; celalli hâline denk gelenin vay haline – cezası genel niteliktedir, “odadaki herkesi” kapsar. Kimisi Yıldızlar’dır – uzak ve yalnız, tüm kayıp yolcuların dostu, pırıltıları saymaksızın saçar ama görmek için Gece Yolcusu olmak gerekir; dolayısıyla avam varlığını yok saymaya meyillidir. (Hepsi Aşk ve Dostluk’ta buluşur. Hepsinin temeli/özü Aşk ve Dostluk’tur.)
Bu remzlerin/sembolizmlerin kimisi diğerine komşudur, mesele her Yıldız yeterince yakından bakınca bir Güneş’tir (gerçi Güneş’i Güneş yapan, aynı zamanda yörüngesindeki Dünya’dır da). Dolayısıyla birinin Edinim’inden sonra (yani sıfat miracından sonra) komşu Otorite’nin (Sure’nin) okunmasına/edinimine yönelmek daha kolay gelir: (Ayet’te de belirtildiği gibi) “Kur’an’dan size kolay geleni okuyun.” (Müzemmil/20)
Allah Emri’ni görmezden gelip de gençleri zoraki yollara çekiştirmeyin!
05.09.2025