Vakıa vuku bulduğu zaman
Vakıa Suresi 1-7. Ayetler
Onun vukuuna yalan diyecek yoktur
Alçaltıcıdır, yükselticidir
O zaman ki, yer, şiddetli bir sarsıntıyla sarsılır
Ve dağlar darmadağın olup ufalanır
Toz duman halinde dağılıp savrulur
Ve siz üç sınıf olursunuz
Tüm varlıklar, varoluş sahnesine, Hakk’ın izni, Rahman’ın lütfu ile gelir, rollerini mükemmelen yerine getirir ve giderler, geldikleri yere geri dönerler. Sadece insan, nankörlük eder ve rolünü layıkıyla yerine getirmez; sadece o Cennet’ten kovulmuş, sadece ona seçim hakkı verilmiştir.
Var edilen varlıkları 3 temel kategoride, 3 Varoluş Yönü’nde düşünebiliriz: Yersel, Göksel ve Yeraltı. Her bir yön için, aynı İlâhi İsim, bulunduğu düzeyin varoluş koşullarına göre tecelli eder. Allah’tan gayrı İlah, Hakk’tan başka Mutlak Varlık bulunmadığı için, 3 yönde de tecelli eden Hakk’tır. Bununla birlikte Görülmek İstenen her daim Aydınlık’tır; Yeraltı’nda olan, (teşbîhen) “üzerine basalım” diye vardır.
Tecelli Yukarı’dan Aşağı yöneldiğinden, Yersel olanın Asl’ı Göksel’dir, diyebiliriz. Bu minvalde, tüm Yersel varlıklar, Göksel Melek’lerin özelliklerini miras alır ve meleke işletirler. Hayvânî varoluş söz konusu olunca, hayvanın varlıkı, ona tekâbül eden İlâhî İsim’in (ki buna, yaklaşık bir anlam ile, İdea veya Arketip de diyebiliriz) Yersel bir tecellîsidir. Yersel olanın özelliklerine değinelim.
Arz’da yürüyen her canlı, Allah’ın kuludur ve Hakk’ın izni ile Rahman Rahîm Rezzak olanın lütfederek açığa çıkardığı rızıklarını ararlar. Büyüme İlkesi’nde de bahsettiğimiz gibi, böylece doğar, büyür ve ölürler.
Yersel yönde, meleke, rızkını bulmayı sağlar. Hayatta kalmak için ve Ölüm Korkusu’nun etkisi altında işler. Bir de oyun oynamak için; canlıların çoğu, özellikle Bilinç Hiyerarşisi’nde daha üst düzeyde olanlar, oyun oynarlar melekelerini kullanarak. Hem onları kullanmayı öğrenmek, hem de sıkıldıkları için.
Her Yersel varlıkın, sergiledikleri melekeye özgü bir Ölüm Korkusu bulunur. (Yani Yersel varlıkın türüne, İdea’sına/Arketip’ine/Sabit İsim’ine göre, Ölüm Korkusu’nun niteliği de değişiklik gösterir.) Hakk güçlü yönlerini belirlediği gibi zayıf yönlerini de belirler.
Bunları neden yazıyoruz? Çünkü insan da Yersel varlıklara özgü melekeler sergiler ve aynı Ölüm Korkusu’nu taşır. Belirli bir melekeye karşılık gelen Ölüm Korkusu’nu yenebilir ise, melekemiz Göksel’leşerek Melek’leşir. Biz de onun “zayıf yönünden” kaynaklanan ızdırap, korku ve endişeden kurtulmuş oluruz. Böylece, Huzur bulabiliriz.
Tam tersi bir durum, bir tehlike de söz konusudur: Şeytan, bu Ölüm Korkusu üzerinden, bizi Yeraltı’na çekmeye çalışır ve bu melekeleri “gazap edici” biçimde kullanmaya davet eder. Ölüm Korkusu olağan (Yersel) olanın ötesine taştığında, melekeler Yeraltı’na “düşer” ve Canavar’laşır. Burası da; ızdırap, korku, endişe ve Karanlık’ın (Cehalet’in) diyarıdır.
Ekleyelim; 3 Varoluş Yönü, Hinduizm’de “3 Gunalar” olarak ifade edilir ve Tamas, Raja ve Sattwa olarak isimlendirilirler. Tamas “iniş”in ve “alçalma”nın ilkesi olarak görülür ve Sattwa “yükseliş” ve “yücelme”nin ilkesi olarak görülür. Raja ise, bu ikisinin arasında yer alır. Tamas karanlığın rengi (ya da renksizliği) olan siyah, Sattwa aydınlığın rengi olan beyaz, Raja ise kan rengiolan kırmızı ile sembolize edilir. Her varlıkın, bu 3 Guna’nın bir terkîbinden (birleşiminden) oluştuğu düşünülür.
Metafizik’in Çağ ve Coğrafya’ya Aşk’ın olması, değişmeyen Hakikat’in farklı dillerde Anlatı’sını meydana getirir.
26.03.2024