Metod’ların ve Model’lerin, İlham Kaynak’ına göre şekillendirildiğini söylemiştik. İlham, Vahy’e tâbi ise Rahmânî, değilse Şeytânî’dir demiştik.
Bir Metod veya Model, sonuçta, bir Uygulama için oluşturulan bir Örüntü’dür. Takip edilen bir Hareket Planı’dır. İlham’ı ise, belirli bir varlıkın davranışından/hâlinden “alırız”. Ondan tecelli eden Sıfat’ı kendi Nefs’imizden yeniden açığa çıkarırız. Bu “belirli bir varlık”, Zaman’ın Seyr’i ile gerçekleşen Hareket’ini belirleyen bir Tavır’a sahiptir. Tüm varlıklar gibi.
İlham, tüm varlıkları kuşatır ise, Vahiy adını alır ve Kaynak’ı bizzat Hakk’tır. Misal; “Doğu’nun ve Batı’nın Rabb’idir o.” (Müzemmil/9) ayeti, “tüm varlıkları kuşatır”. Keza her varlık Son’lu ve Sınır’lıdır, “doğar ve batar” (hikâyesi zaman ile başlar ve biter).
Şimdi, bir İnsânî Yaratım Faaliyeti’nin Sınır’larını nasıl belirleriz? Ona İlham olan Tavır’a bakarız. Vahy’e ve Birlik İlkesi’ne uyar ise, Hakk’a uyar. O zaman, Bütün’deki yerini “hak eder”. Aksi takdirde, Epistemolojik Sınır’larından “taşan” faaliyet, Arz’da bozgunculuk çıkarır.
“Edep”, “Sınır’larını bilmek”tir. “Edepsizlik”, “Sınır’larından taşmak”tır. Buna “azgınlık” da deriz. Demek ki, “Epistemolojik Sınır aşımı” için, özetle, “Edepsizlik” ve(ya) “Azgınlık” da denilebilir. “Azanlar”, Arz’da bozgunculuk çıkaranlardır.
İlham alınan Tavır için, “Hareket’i belirler”, daha doğrusu “Hareket Örüntü’süne ‘dayanak’ teşkil eder” demiştik. İlham alınan Tavır’ın ne’liğini anlamak için, onu Vahy’in Esas’larına göre “konumlandırmamız” gerekir. Aynı Varlık’ın varlıkları “konumlandırdığı” gibi. “Konumlandırmak” ile, “hak ettiği yere yerleştirme”yi kastediyoruz. Bu, aynı zamanda Adalet’in tanımıdır.
13.03.2024
[…] Ağ Modelleri de, Genesis esasında Manzara Seyri ile doğuşa gelir. Burada İlham Alınan Tavır’ı Dil’e aktarırız ve Yazı’ya dökeriz. İlham Alınan Tavır’ın mantıksal katman-yapısı (mantık arkhitektonik’i), Aktarım ile yeniden doğuşa gelir, Genesis esasında. […]