İlk(sel) Ateş

Simyager ve Yazar, birbirine benzer; hatta geniş anlamda ele aldığımızda ikisi aynı anlamı taşır: İkisi de Dönüşüm’ü görmek ister.

İç’sel Hayal cihetinden, Prima Materia’nın Hayal’in ilk(sel) bileşeni olduğunu söylemiştik. Bu durum, Hikâye’lerin inşasında/yazımında da geçerlidir.

Simyager ve Yazar, birbirine benzer; hatta geniş anlamda ele aldığımızda ikisi aynı anlamı taşır: İkisi de Dönüşüm’ü görmek ister. Dönüşen, esasen Kişi’nin İç’idir; farklı Sanat’lar ise bu Dönüşüm’ü Dış’a yansıtır ve Kişi, İç Dönüşüm’ü seyredecek bir Dış Alan edinir.

Başlangıç ve Son, her Döngü’de mevcuttur ve ikisi çakışır. Öncelikle, Merkez her yöne tek-bir ses ile yayılır, ki bu bize Döngü’nün temsili olan Çember’i verir. Çember’i ise Yukarısı/Aşağısı ve Yükselen/Alçalan olarak 4 temel aşama ile düşünmemiz mümkündür. Çark’ın her bir Dönüş’ü ise bir Aşama’yı temsil eder.  Tüm Hikâye’ler, işte Zaman Çarkı’nın Dönüş’ü ile gerçekleşen Dönüşüm’ü konu alır. Merkez’le bağlı Bütünlük gereği, bu 4 Element’in, yani Dönüş’ün 4 temel unsurunun nâmevcudiyeti imkânsızdır.

Yemek pişirme, kahve demleme, yağmur döngüsü, uyku döngüsü gibi gündelik ve oluşlarda da bu 4 Unsur’u görebiliriz. Keza bunlar (Ateş/Hava/Su/Toprak) maddî olguları değil, Döngü’nün temel Boyutsal Nitelik’lerini ifade ederler. Gezegen’imizde, bu Boyutsal Nitelik’lere bu olgular tekâbül ettiği için, bunlar birer Sembol olarak kullanılır. (Tekâbüliyet İlkesi gereği.) Ve tabii ki, bahsettiğimiz gibi, İç Dönüşüm Dış’ta da izlenebilir. (Gerçi bu da Külli bakış açısından İç’tir.) Simgayer, İç esas olmak üzere, Dış’ta da Dönüşüm işi ile uğraşabilir. Bunun ille de mucizevî bir Dönüşüm olması da şart değildir hani: Doğu’da, çay demlemek bu sürekli (günlük) Dönüşüm ve Simya işinin en güzel örneğidir.

Fakat biz Hikâye’lere dönelim. Yaratıcı Fantezi niteliğindeki Hikâye’lerde, Prima Materia kendisini bu 4 Unsur’a dönüştürür; yani Logos, Merkez’den yayılım ile onu farklı “yön”lere ayrıştırır ve bunların ilişkileri üzerinden Hikâye’yi kurgular. Bütünlük’ün İç’inde meydana gelen bu “ayrışma”, gene Kendi İç’inde ilişkilerin oluşması ve Zaman Çarkı’nın dönmesi içindir. Aksi takdirde, işlenmemiş bir Altın Cevheri gibi, kaba ve latif olan birbirine karışmış hâldedir. Simyager ve Yazar ise, onun içinden Kader’indeki Eser’i çıkarmak ister.

Li yemizallahul habise minet tayyibi ve yec’alel habise ba’dahu ala ba’dın fe yerkumehu cemian fe yec’alehu fi cehennem, ulaike humul hasirun.

Bu, Allah murdar (habis) olanı temizden (tayyib) ayırsın; murdarı, bir kısmını bir kısmı üzerinde kılıp tümünü biriktirerek cehenneme atması içindir. İşte bunlar hüsrana uğrayanlardır.

Enfal Suresi 37. Ayet

Burada Hikâye’nin Döngü’sündeki, İlk Hareket’i oluşturan şeyden bahsedelim. Bu, Merkez’den yayılımı ortaya çıkaran, İlk Başlatıcı’dır. Hinduizm’de Agni denir, şiirlerde Aşk deriz; Kur’an’daki “Kün!” (“Ol!”) emrine karşılık gelir. Bundan önce bir Sebep mevcut değildir, bundan sonra ise tüm sebepler ikincil plandadır, ve Senaryo’nun mantık silsilesi ile alâkalıdır. İkincil Sebep’ler, Döngü’sel olup Zaman’saldır. İlk Sebep ise, Çark’ı döndüren Zaman’sız Olan’dır ve süreklidir. O, bir ân bile “dursa”, tüm Âlem kendi içine “çöker”. Yani; Aşık yoksa, Hikâye Son’landırılır ve yenisi yazılır; bu durumda “görülecek bir şey kalmamıştır”.

Tüm Hikâye’lerde o vardır. En belirgin biçimde, İlâhî Senaryo’ya uygunluğu/uyumu olan Hikâye’lerde açığa çıkar. Tüm Sanat’ların esasını oluşturur ve onsuz sanata Sanat denilemez. “Eser” ile “çöp”ü birbirinden ayıran odur.

Odaklanan Okuyucu, onu duyabilir, görebilir, bilebilir. Fakat o, kulak ile duyulmaz, göz ile görülmez ve akıl ile bilinmez. Ancak Gönül ile duyulur, görülür, bilinir.

14.02.2024

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 532

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir