İlksel (Basit) Madde [Prima Materia]

İnsan kurduğu zaman buna hayal deriz, Hakk kurduğunda ise buna Realite/Gerçeklik deriz.

Ant olsun geceye, örttüğü zaman
Ve ant olsun gündüze, göründüğü zaman
Ve ant olsun, erkeği ve dişiyi yaratana

Leyl Suresi 1-3. Ayetler

Prima Materia’ya [İlksel Madde’ye] değinelim.

Mevzûzu İç’sel Hayal cihetinden inceleyelim. Zihin ve İlâhî Logos ilişkisinde de olduğu gibidir ki; İnsan kurduğu zaman buna hayal deriz, Hakk kurduğunda ise buna Realite/Gerçeklik deriz. Zihin, İlâhî Logos’un kısmî bir tezâhürü olduğu için, muhayyile yani hayal gücü, esasen yani Ontolojik temelleri gereği, Hakk’ın Yaratım Kuvveti ile aynı kökenlere sahiptir. Asl’olan ise Hakk’tır, fakat O kabiliyetlerinden İnsan’a da emânet eder.

Burada, Hakk ile İnsan’ı, Hakk Öz olacak şekilde, simetrik düşünerek yazacağız. Yani Prima Materia hakkında söyleyeceklerimiz Ayna’nın her iki yüzüne de yansır. (En azından murâd edilen budur.)

Prima Materia, her türlü nitelikten yoksundur. Diyebiliriz ki bu kavram, tamamen Varlık’ın Nicelik yönünü ifade eder. Belirlenmemiş olanların en belirlenmemişidir. Logos, yani eril ilke, Prima Materia’ya “mührünü basar” ve ona Şekil verir. Tekrar belirtelim, Prima Materia, ki buna Basit Madde veya İlksel Madde de diyebiliriz, her türlü belirlenimden yoksundur ve tüm bu belirli nitelikleri “içine alan” ve “doğuran”dır.

İlâhî Logos ise, Prima Materia’nın tersi biçimde, tamamen Varlık’ın Nitelik yönünü ifade eder. Niteliklerini, özelliklerini, sıfat ve isimlerini Materia üzerinden açığa çıkartır. Anlaşılacağı üzere, Materia dişil ilkedir. “Toprak” anlamına gelen mater ve “anne” anlamına gelen mother kelimeleri ile aynı kökten türediği düşünülür.

İç’sel Hayal cihetinden; Prima Materia, Hayal’in karanlık, belirlenmemiş ilk bileşenidir. Logos, muhayyilesinin Materia’sına isim ve sıfatların “mührünü basarak” onu biçimlendirir. Işık olsun [Fiat Lux] der ve Işık olur. Aşk’ın ve Işık’ın işlerini söyler ve bunların vuku bulmasını seyreder. “Ol!” der olur [Kün fe yekün]. Kendi’si yazar Kendi’si okur.

Böylece muhayyile, Hafıza’da korunan Kelime’leri yani anlam kalıplarıgörünür kılar. Hakk yarattığında, buna “gerçekleşmek” deriz. Böylece Hakk, Tek-Bir Kudret’i ile, Tek-Bir Güç ile, Materia’ya dilediği şekli verir ve dilediği fiilleri ile tasarruf eder (etki eder).

İnsan’ın patolojik davranışları da, düşünüyoruz ki, (her zaman olmasa da) pek çok kez kendisini “Hakk’ın nezdinde var edilen” değil de, “Asl’en Var” zannetmesinden kaynaklanır. “Asl’en Var Olan”, Hakk olduğundan, bu zan Kişi’de Tanrı Kompleksi’nin gelişmesine sebebiyet verir. Bu kompleksin aşılma çabası, Birey’leşme sürecini meydana getirir, ve bir Kişi’ye Birey diyebilmemiz için, Tanrı Kompleksi’nin en azından belli bir ölçüde aşılmış olması gerekir.

Eklemiş olalım; Eril ve Dişil İlke’ler, Kur’anî ifade ile, Rahman ve Rahim’e tekabül eder. Bunlar ise Allah’ın sıfatlarıdır ve Bismillahirrahmanırrahîm ifadesi, Ontolojik Başlangıç’ı ifade eder ve İslam’da “her işe Besmele ile başlanması” öğütlenir.

Uzakdoğu’da ise dişil-eril ikilisi, Yin-Yang sembolizmi ile ifade edilir.

03.02.2024

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 511

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir