Hikâye’lerde Arketip’lerin tezahür edişinden bahsetmiştik. Doğal koşullarda, Hikâye’lerin izlenmesi, okunması, dinlenmesi; Okuyucu’da da Arketip’lerin tecellisine vesile olur. Böylece Hikâye, her okunduğunda Okuyucu’nun muhayyilesinde yeniden canlanır.
Her Arketip, olumlu ve olumsuz olarak yorumlanabilecek iki “yön”e sahiptir. Burada öncelikle Arketip’in olumsuz yönünü ele aldık, açtığımız köşeli parantezlerle de olumlu yönü ekledik. Dileyen parantezleri atlayarak da okuyabilir.
Gölge de bir Arketip’tir; bir yorum olarak, diyebiliriz ki Benlik’imizin karanlık ve zararlı (olabilen) yönüne işaret eder. Bu hâliyle, Gölge bizi cehalete ve anlamsızlıka sürükleyen yönümüzdür. Gerçekten de “ayaklar altına alınması gereken”dir. Ayrıca, bir açıdan da, Aydınlık’ın tabiî bir sonucudur. Carl Gustav Jung, dengesizliğine ve bilinçsizliğine de ithafen, Gölge’ye Hilebaz Arketipi de der.
Son zamanlarda, aynı zamanda tuhaf bir Kahraman figürü ile karşılaşmaktayız. Yeni Hikâye’lerden kimisinde görülen bu figür, Kahraman Arketipi’nin bir çeşit kararması gibidir. Temel özelliği, Gölge’nin onu ele geçirmiş olmasıdır. (Belki de bu yüzden buna Anti-Kahraman da deniliyor.) Hatta son zamanlarda epey izlenen bir animede, Anti-Kahraman kendisini Gölgelerdeki Kahraman olarak isimlendirir. Bu da animenin başlığı idi zaten.
Rastladığım ortak bir başka Arketip de, bu Gölge’nin Kişi’ye yapışması ile oluşan, Balçık Zırh veya Gölge Zırh diye adlandırabileceğimiz şeydir. Arketip’in olumsuz yönünde, bu Kişi’nin kendi Benlik’inin Gölge’sidir, ve “Kişi’nin üzerine çöken şey” kendi Karanlık yönüdür. Yani Karakter’in “üzerine çöken şey”, aşağıdakidir. [Olumlu yönde ise “çöken” yukarıdakidir. Yani Tanrı’nın Gölgesi’dir.] Bu bağlamda, cehalet ve anlam yitimi söz konusudur. [Olumlu yönde buna benzer bir durum söz konusudur, fakat bu sefer yitirilen nefsânî heva ve heveslerdir. Geriye kalan hiçlikten Allah’ın Ahadiyyet’i tecelli eder.] Gerçekten de, bu korkunç bir durumdur. Örttüğü Zaman Gece’de bahsettiğimiz gibi, bir kabus materyalidir. Aşılması, kurtulunması gereken, hastalıklı/patolojik bir hâldir.
Doğrusu, Gölgelerdeki Kahraman Olmak olarak da çevirebileceğimiz Kage no Jitsuryokusha ni Naritakute! adlı anime, bu patolojik hâlin tam bir tasviri gibidir. [“Yalnız Tekâmül” veya “Yalnız Seviye Atlamak” olarak çevirebileceğimiz “Solo Leveling” adlı görsel Hikaye ise, bunun tam tersi olarak Arketip’in olumlu yönünü anlatır.] Anti-Kahraman, her şeyden önce yenilmez olarak tasvir edilir. [Olumlu yönünün tam aksine, bunun için hiçbir bedel ödemez, yani sorumluluk almaz.] Ölümcül işlevlere sahip bir Gölge Zırh’ı vardır. “Sıradan görünüp gölgelerden dünyayı yönetmek” dileğindedir. Gene, olumlu yönün tam aksine, bunu sadece Benlik’inin istekleri uğruna ister, Bencil’dir. [Olumlu yönde, Kahraman Sencil’dir, yani sevdikleri için ister, sevdikleri için savaşır.] Bu tip fetişist animelerde olduğu gibi, çevresinde seksi kızları toplar. [Olumlu yönde, mücadelesine odaklanmıştır.] Yazar, bunlara da sadece birer Yunan Harfi’nin (alfa, beta, gamma gibi) adını vermiş. Diyebiliriz ki, bu kızların herhangi bir karakteri yoktur. Üstelik, Anti-Kahraman bunların üzerine kendi Balçık Zırh’ının bir benzerini yapıştırmıştır. (Tabii ki, çizilebilecek en seksi biçimde.) Yani onlar da Gölge tarafından tam anlamıyla ele geçirilmişlerdir. [Olumlu yönde ise, yendiği canavarları gölgesine katar.]
Anti-Kahraman’ın “bu böyledir” diyerek uydurduğu her şey hikâyede gerçekten meydana gelir. [Olumlu yönde, tam tersine hiç yüzleşmeyi ummadığı olaylarla karşılaşır. Bunları ise Külli “üst” İrade tasarlar. Olumsuz durumda görülen cüz-î “alt” irade tasarımının aksine.] Bu açıdan, kendi-kendisine yarattığı/uydurduğu “kötüler” ile kolaylıkla savaşır. Tabii, en “havalı” gördüğü biçimde. [Olumlu yönünde ise, savaşmak istemez, fakat savaşmak zorunda kalır. Savaş “gerçek ve zorlu”dur.]
Burada insanın sorası geliyor; herhangi bir kimse, kendi fetişist hayallerini tahrik etmesi haricinde, neden böyle bir animeyi izlesin? (Biraz da kendimi kınıyorum.) Çünkü gerçekten de, bu Anti-Kahraman, erkeklerin ergenlik dönemlerinin başlarında ortaya çıkan Gölge fonksiyonların bir tasviridir. [Olumlu yönde ise, gençlik ve toyluğunu geride bırakarak olgunlaşır.]
Fakat görsel efektlere epey emek harcanmış görünüyor. Sonuçta, karakteri Gölge tarafından yutulan bu figürün izlenmesini sağlayan şey de bu gibi: Yüksek çözünürlüklü, fetişist bir hayal âlemi.
Tekrar başa dönersek; bu Hikâye’yi izleyen bir Kişi hangi Arketip ve duygulanımları tecrübe eder?
Cevap: Karakter’in üzerine çöken bir Balçık/Gölge ve buna bağlı Karakter’in Bilinç’ini uyuşturan bir haz/heyecan. Keza her Hikâye’de olduğu gibi, burada da Okuyucu kendisini Kahraman üzerinden okur, onun Hikâye’sini yeniden yaşar, ya da bu durumda olduğu gibi, hikâyesizliğinin hikâyesini.
Bazı izleyiciler, animeyi “komedi” kategorisinde düşünüyor, ki Hilebaz Arketipi’nin tabiatı düşünülünce bunu yanlışlayamayacağım. Bu hikâyesizlik hikâyesi, belirli bir açıdan bakınca gerçekten “komik” bir nitelik taşır. Jung’un da belirttiği gibi, eskiler “Şeytan Tanrı’nın maymunudur” der. Gene de, biz her zaman olduğu gibi “görülmesi gereken” olarak, Arketip’in olumlu yönünü anlatan Solo Leveling’i tavsiye edeceğiz. (Yakın zamanda animesi de yayınlanmaya başladı.)
Bu yazıda bahsettiğimiz Gölge Zırh veya Yapışan Gölge konusuna, ileride Simya kategorisinde, Hayal’in Yapı’sı üzerinden değinmeyi planlıyoruz.
Son olarak ekleyelim: Okuyucu, Hikâye anlatımının ortamına bakarak, belki bunların özel incelemeler yapılmaya değer olmadığını düşünüyor olabilir. Fakat biz, hem Hikaye’nin Asl’ına bakılması gerektiğini düşünüyoruz, hem de bu animeleri izleyen milyonlarca kişinin, bu Hikaye’lerden nasıl etkilendiğinin/etkilenebileceğinin irdelenmesinin, gayet incelemeye değer bir konu olduğunu düşünüyoruz. Zira, tekrar Jung’tan alıntı yapacak olursak, Arketip’lerin incelenme alanı yaratıcı fantezilerdir. Yaratıcı fantezi ise Mit, Masal, Hikâye, Şiir gibi kendisini gösterebileceği gibi, Resim, Heykel gibi görsel formlarda, veya Anime ve Çizgi Roman’lar gibi karışık medya [mixed media] formlarında da kendisini gösterebilir. Bu, onun Bilinç-Dışı kökenlerini değiştirmez ve kaliteli bir Hikaye’nin değerini azaltmaz.
02.02.2024