Esas olan Bir’liktir. Tüm Sayı’ların Bir’den türeyişi gibi, cümle varlıklar da Varlık’tan türer/yaratılır. Böylece, tüm çokluklar, yeniden Birlik’e döndürülerek anlamlandırılabilir. Hatta, doğdukları/yaratıldıkları Kaynak, o Bir’lik olduğu için, ancak bu Birlik’e geri döndürülerek, çokluklar anlamlandırılabilir.
Biraz daha açalım, açıklayalım.
Bu demektir ki, çoklukta görünen “ayrıklık” bir illüzyon, bir yanılgıdır. Keza, hepsi aynı Mutlak Varlık’ın bir tecellîsi, Bir’in tecellîsi olduğundan, O’ndadır, O’ndandır ve O’nadır.
Peki, o zaman bir çelişki göründüğünde, bunu nasıl anlamlandırmak gerekir?
Burada, aynı Birlik’in, iki “yön”ü söz konusudur; yani İki’lik, Dualite söz konusudur. Ne var ki, bu İki’lik/Dualite, zaten aynı Bir şeyin, “iki yönü”dür. Dolayısıyla, her zaman daha “yüce” bir düzeye râbıta ile bu İki’lik “ortadan kaldırılabilir”; daha doğrusu (yok edilme anlamında olmasa da) bu çelişki giderilebilir. Böylece, İki’lik, kendisinden yüce bir düzeye rücu ettirilerek Bir’lenir. Artık, aynı Birlik’i oluşturan, Uyumlu Çift’lere dönüşürler.
Demek ki, İki’lik söz konusu olduğunda görülen çelişki ve anlamsızlık, bir “ayrıklık” yanılgısının sonucudur, ve burada bir ahenksizlik, bir uyumsuzluk söz konusudur. Bu yanılsamaların Köken’inde ise; İki’liğin, zaten en başta Bir’likten doğduğunun unutulması yatar.
Demek ki, “ayrıklık” algısı/hissiyatı, “unutmak”tan kaynaklanır. Bu, aynı zamanda “anlamsızlık” illüzyonunu/yanılgısını meydana getirir. Gerçek’te “anlamsızlık” mevcut olduğu için değil, fakat sadece beşer onu “unuttuğu” için.
Bu cebrî hakikat, analoji yolu ile, ve Tekabüliyet İlkesi gereğince, pek çok çelişki argümanına uygulanabilir. Yin-Yang sembolü de, bu hakikati ifade eder. Aydınlık-Karanlık, Işık’ta; Erkeklik-Kadınlık, Çocukluk; Gök-Yer, Ufuk’ta; Bir’lenir ve ilksel Köken’lerine rücu ederler.
Dikkat edelim ki, ne zaman İki’lik söz konusu olsa, “yön”ler ve “uyumlu ilişki”ler bulunur. Ne zaman Bir’liğin İki’liği vardır, “yön”lerin “ilişki”lerinde uyum ve ahenk bulunur. Ne zaman İki’liğin, Köken’i “unutulur”, o zaman uyum ve ahenk, yerini kaos ve dağılmaya bırakır. Ki bir kez daha hatırlatalım ki, “anlamsızlık” algısına sebep olan budur. Ayrıca belirtelim ki, “anlamsızlık” çözümlenmediğinde, “dağılma” ve “parçalanma”ya yol açar.
28.12.2023