Nefs Mertebelerinin Zamansal Nitelikleri

Her Nefs Mertebesi, Hakk’ı anlamadaki kabiliyeti gereği, belirli bir Zamansal Nitelik’e sahiptir. Bu aynı zamanda, Mekân’daki konumu itibariyle, Çevre’sel öğeler ile etkileşiminin ve İletişim’inin türünü belirler.

Her Nefs Mertebesi, Hakk’ı anlamadaki kabiliyeti gereği, belirli bir Zamansal Nitelik’e sahiptir. Bu aynı zamanda, Mekân’daki konumu itibariyle, Çevre’sel öğeler ile etkileşiminin ve İletişim’inin türünü belirler. Hakk için, Kronos ismini de zikrettiğimiz oluyor. Keza bu isim, Zaman’ın Efendisi anlamına gelip, Hakk’ın Mutlak Varlık olmasının yanı sıra, Zaman üzerinde hâkimiyetini ve onun Yaratıcı’sı olma vasfını vurguluyor. Böylece her Nefs Mertebesi, Kronos ile ilişki kuran bir Ontolojik Düzey olarak düşünülebilir.

Saat Sembolizmi’nde de değindiğimiz gibi; İç’e Dönüş, İrade ve Çaba ile, bu Zamansal Nitelik’lerin yeniden keşfi ile, Kişi aynı zamanda kendi Benlik Yapısı’nı ve Âlem’e etki eden Melek’lerin bilgisini keşfeder. Zira gerek kendi Nefs Matrisi, gerek Âlem’in Doku’su, Zaman’ın Seyr’i ile Hakk’ın tecellisinden başka bir şey değildir.

Her Nefs Mertebesi belirli bir Ontolojik Düzey’e tekâbül ettiğinden ve her Ontolojik Düzey ger Varlık Manzarası’nda seyredilebileceğinden, her Dünya’nın bilgisi bu Anahtar’lar ile yorumlanabilir. Tabii burada, “Dünya” ile sadece gezegenimizi değil, Ontolojik İlke’lerin “tam” tecellî ettiği her varlıkı kastediyoruz. Ki bazı varlıklar, bu “tam” tecllînin belirli bir “yön”ünü oluştururlar. Ağaçlarıni gezegen olan Dünya’mızda Mutmain tecellinin remzi oluşu gibi, veya böceklerin ve toprağı eşeleyen ufak canlıların Nefs-i Emmare’nin remzi oluşu gibi. Sonuçta bu Ontolojik Mertebe’lerin bilgisi, her Dünya’nın çeşitli tezâhürlerinin anlaşılması, yani Geleneksel anlamda, gerçekten anlaşılması için bir zorunluluktur.

Bu şekilde “Büyük Sır”ların bilgisi, her İlmî Faaliyet’in Öz’ünü oluşturur. “Küçük Sırlar” ilse bu Zamansal Nitelik’lerin Zaman ile tecellisi ile keşfedilebilir. Bunu, misal bir resmin, “ana hatları” bilindikten sonra sınırı belirsiz çoklukta eklenebilecek “detay”lara benzetebiliriz. Ki bunlar da ancak bu “ana hatlar” sayesinde anlam kazanır.

Gene bu Ontolojik Tekâbüliyet gereği, bu Anahtar’ları edinmiş kişi, Toplum’u ve içinde bulunan varlıkların tabiatını idrak edebilir. Aynı zamanda, Zamansal Nitelik’lerin Mekân’daki tecellisini idrâk ettiği için bunların Toplum’daki karşılıklarını da idrak eder, ve belirli durumları öngörebilir. Nebî’lerin Çağ’lar boyunca yaptığı da tam olarak budur. Mutmain tecellî ile birlikte, Vahiy niteliğini kazandığı için, İlâhî İlham, Bütün’ün kuşatıcı Bilgi’si ile, Bütün’e hitap eder. Peygamber’lerin durumunda, bu Bütün’ün bir tecellisi de Toplum’dur. Böylece Nebîler, karanlıklar içinde kalanları uyarır ve Nûr’a yönelenleri müjdeler. Ve bu, bahsettiğimiz Zamansal Nitelik’lerin açıkça ortaya konulmasıdır.

Tabii, biz bunları ancak Vahy’e tâbî olanlar için, ve kendimize Vahy’i hatırlatmak için yazıyoruz. Bu sebepten, kalanların zihniyetine bir açıklama getirmek için çabalamıyoruz. Zira bu bizim için telâfi edemeyeceğimiz bir Zaman kaybı olurdu. Ne yazık ki, İnsan, değersiz olanı bırakmadan değerli olana yönelemiyor.

26.11.2023

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 511

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir