İlke ve Eylem

Kader Çarkı'nın bir devamı.

Kader Çarkı’nda bahsettiğimiz gibi, Eylem kendisini belirleyen bir İlke’ye tâbidir. Keza, zaten İlke’nin “Zaman ile tezahür”ünden başka bir şey değildir. Öz’e, Kendi’sine dönmedikçe, Kişi Eylem’ini meydana getiren İlke’leri kavrayamaz. Eylem ve İlke ilişkisini farklı Varlık Manzaraları’na yönelik yorumlayabiliriz, fakat genelde yaptığımız gibi bu sefer de yorumlarımızı İnsan’a yönelik yapacağız. Zaten İnsan, Varlık’a ayna olduğu ve O’nun tüm isim ve sıfatlarına Camii (toplayıcı) olduğu için, kalan tüm varlıklar onunla anlaşılır hâle gelir.

İnsan’ın ve İnsanlık’ın tesis edilmesi bu yüzden en önemli İlmî uğraş olup, Din bu yüzden en çok İnsan’a odaklanır. Sonuçta o, kalan tüm (tâlî) uğraşların da Merkez’idir. Yani diğer tüm Zihnî uğraşların; İlim, Bilim, Felsefe, Sanat, Edebiyat gibi…

“İlke” ile ifade ettiğimiz anlam, “oluşturucu, yaratıcı Kural, Yasa, Değişmez”dir. Devam etmeden önce birkaç örnek verelim.

Matematiksel Sembolizm’de; Fonksiyon’ların ve Dizi’lerin “tanım”ları, İlke’ye tekabül eder. Bunlar ancak Zaman ile “açıldıkları” vakit “görüntü/değer” kümesini oluşturur, ki bu da Eylem’e tekabül eder.

Sanatsal Sembolizm’de; Eser’in temsil ettiği İdea/Arketip, Eser’in Şekli’ni belirler. Tarot Kartları’nda ve Kader Çarkı Sembolizmi’nde olduğu gibi… Bu Arketip, İlke’ye tekabül eder ve çizgi ve renkler ona göre Şekil alır, ki bu da açıkça Eylem’e tekabül eder.

İlke ve Eylem ilişkisi bunlar gibi her Yaratıcı Eylem’de ve Zihnî uğraşlarda görülebilir. Şimdilik bu ikisi ile yetinip, yazımıza devam edelim.

Beşerin Eylem’i de kendisini belirleyen bir İlke’ye sahiptir, ki buna Niyet denir. Niyet, Eylem’i kendisinden Zaman ile türetir. Tabii ki Asl’olan Niyet olup, Eylem ait olduğu daha aşağı düzeydeki varoluşundan kaynaklanan tesadüfî unsurlara sahiptir. Burada belirtelim ki, “tesadüfî” kelimesi ile “belirsiz ve kontrol dışı” unsurları kastediyoruz. Fakat tabii ki bunlar ancak biz beşerler için söz konusudur. Mutlak Varlık’ın Eylem’i için “belirsizlik ve kontrolsüzlük”ten bahsedilemez. Yani bu kavramlar sadece beşerî bir yetersizliği ifade eder.

İntegral hesabı sonucu ortaya çıkan “belirsiz sabit sayı” (formülasyonda “+c” şeklinde sembolize edilir) ve bir Sanat icrasında El’in ufak sapmaları bu “tesadüfî” unsurlara birer örnek teşkil eder. Esasen bu ufak dalgalanmalar da kendilerini meydana getiren İlke’ye bağlıdırlar, fakat bu İlke’ye odaklanmadığımız takdirde bunları “tesadüfî” diye adlandırırız.

28.09.2023

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 511

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir