Gecenin Evladı Arketipi

Gecenin Evladı çok temel bir Arketip’tir ve İlahi Senaryo’ya uygunluğu olan her Hikâye’de karşımıza çıkar. Aynı zamanda başka Arketip’leri kendisinden meydana getirir. Daha doğrusu, farklı Hikâye’lerde çeşitli sembolik biçimlere bürünür.

Giriş

Bu yazıda bahsedeceğimiz Arketip’in anlaşılması için önce bazı Simyevî kavramlardan bahsedeceğiz ve bunlar üzerinden bu Arketip’i yorumlayacağız.

Bağların parçalanması ile Ateş’in meydana geldiğini söylemiştik. Dört (Sembolik) Temel Unsur, Varlık’ın dört yönüne işaret eder. Beşinci Unsur ise bunların yayılımlarının/tecellilerinin gerçekleştiği Esir’dir (Boşluk’tur).

Simya, Semboller İlmi olması bakımından, gerçekte bunların fizikî açılımlarını pek önemsemez ve onları (bu fizikî açılımları) İlke’lerin bilgisine erişim için bir Zemin gibi ele alır. Tabii burada Tradisyon’un (Gelenek’in) bozulmamış hâlinden bahsediyoruz. Sembollerin sadece zahirî yönde anlaşılması ise, günümüzün Kimya Bilimi’ni doğurmuştur.

Ateş, Dönüşüm’ün ilk şartıdır. Daha doğrusu Başlatıcı’dır. Tekrar belirtelim, burada Ateş sadece materyal bir form olarak düşünülmemelidir. Stres, Öfke, Acı, Çile, Aşk; bunlar da Ateş’in tabiatına sahiptirler. Ateş, genel anlamı ile Yükselten Etki’dir ve Simyevî Sembol’ü (ucu Yukarı bakan bir üçgen) de bu anlamı ifade eder. Râbıta edilen Varlık Manzarası’na göre, bu Yükseltici Etki kendisini farklı formlarda gösterir.

Misal; her Kahramanlık Hikâyesi’nde, yani her Epik Hikâye’de Kahraman’ın yolculuğunu başlatan bir Yükseltici Etki bulunur. Dönüşüm’ün olduğu her Hikâye, Ateş ile başlar.

“Dönüşüm” kelimesine, günümüzün yozlaşmış dünyasında yüklenebilecek olan yoz anlamlardan ötürü, bunu kısaca açalım. Dönüşüm ile kastettiğimiz, “Öz’e dönüş”tür. Kendi Özü’ne dönüştür. Her şeyin Yaratıcı Öz’ü, bizzat Tanrı olduğu için; “Tanrı Yolu’nda yolculuk”tur. “Hakk Yol’u izlemek”tir. Yani Dönüşüm, Hakk’ın murâdına uygun biçimde, “kendi ideal formuna dönüş”tür.

Başlatıcı (Ateş), Düşünce’yi (Hava); Düşünce, Akış’ı (Su); Akış ise Zaman ile yanan şeyin Arıtılmış Form’unu (Toprak) meydana getirir. Bu Döngü ise Dönüşüm’ü meydana getirir.

Bundan sonra biraz Ateş üzerine yoğunlaşmak istyoruz. Ateş, yakıcı duyguların temsilidir. Her Sembol’ün, Tekabüliyet İlkesi gereği, farklı Varoluş Düzeyleri’ne yönelik yorumlanabileceğini söylemiştik. Burada, bu Sembol’ü, genelde yaptığımız gibi, İnsan-Merkezcil bir biçimde Kendi’mizi anlamak gayesi ile yorumlayacağız.

Ateş’in miktarı her Yaratıcı Süreç için kritik bir önem arz eder. Az miktar Ateş kimi zaman yetersiz olabilir. Fazlası ise daha büyük bir risk teşkil eder ve hayâtî tehlikelere dâhi yol açabilir. Şu durumda, her Yaratıcı Süreç için en kritik olan marifetlerden birisi, Ateş’i yönetmeyi öğrenmektir.

İnsanların fıtratları çeşit çeşittir. Kimisi yakıcı duygulardan daha az, kimisi daha çok nasiplidir. Tabiatlarına göre; kimisine bir Yaratıcı Süreç, kimisine öteki daha kolay gelir. Misal; Sanatçı’lar ve Şair’ler uzun açıklamaları pek sevmez iken, Bilim insanları ve Romancı’lar bu alanda uzmanlaşmıştırlar. Sonuçta bu iki Kutup da, esasen Denge’yi bulmayı amaçlar.

Gecenin Evladı

Çeşitli Hikâye’lerde karşılaştığımız, hayâlî veya gerçek olabilen bir Arketip’ten bahsetmek istiyoruz. “Hayâlî veya gerçek” dedik; keza bir Arketip, belirli bir özellikler (İlahi İsim ve Sıfatlar) toplamına verilen addır. Böylece bunlar Gerçek (Reel, Somut) dünyada da, Hayâlî dünyalarda da kendilerini gösterirler. İçinde bulundukları “Dünya”nın çevresel koşullarına göre, Zaman’ın Akışı ile tezâhür ederler. Yani onları Hikâye’lerde görürüz. Hikâye kurgusal ise, İlahi Senaryo’ya olan paralelliği/uygunluğu ölçüsünde tezâhür eden Arketip’ler hem çeşitlilik kazanır hem de netlik.

Bahsetmek istediğimiz Arketip’in temel vasfı, Yaratacı Eylem’in hem Başlatıcı’sı hem de yakıtı olan Ateş unsurunun “normal”in çok üstünde Kişi’de bulunmasıdır. Buna bir Hikâye’de rastladığımız ismi seçerek, Gecenin Evladı Arketipi diyeceğiz. Zaten böyle bir isimlendirme, Gelenek ile de uyumludur.

Gecenin Evladı “normal” olanın aksine hem muazzam miktarda Ateş unsuru içeren bir benliğe sahiptir, hem de Ateş asla azalmaz ve giderek güçlenerek artar. Normal kişilerde bulunan “sınırlayıcı mekanizma”, Gecenin Evladı’nda nâmevcuttur. Daha doğrusu yanıp kül olmuştur.

Sıradan karakterlerde bulunan “sınırlayıcı mekanizma”nın yokluğu ile, artık Ateş unsurlarının bir limiti yoktur. Ateş ise her zaman bir Kaynak’ı tüketir. Ateş Sembolü’nü yakıcı duygular olarak düşündüğümüzde, yanan ve tükenen Kişi’nin benliği/yaşam enerjisidir. Zaten Gecenin Evladı’nın belirleyici bir vasfı da kendi benliğinin hasar almasına olan vurdum duymazlığıdır. Genelde Hikâye’deki Bilge’den bu sebepten uyarı alır.

Gecenin Evladı olarak doğan karakterler veya bir şekilde bu Arketip’i miras alanlar, bu Ateş’i dizginlemenin veya onu yönlendirmenin bir yolunu bulmak zorunda kalırlar. Dizginlendiği takdirde sadece daha çok birikip şiddetlendiği için, genelde onu “yönlendirmek” tek seçenektir. Bu aynı zamanda Yaratıcı Eylem’i bir “seçenek”ten bir “zorunluluk”a dönüştürür.

Gecenin Evladı çok temel bir Arketip’tir ve İlahi Senaryo’ya uygunluğu olan her Hikâye’de karşımıza çıkar. Aynı zamanda başka Arketip’leri kendisinden meydana getirir. Daha doğrusu, farklı Hikâye’lerde çeşitli sembolik biçimlere bürünür.

Bu sembolik biçimlerden, önceki yazılarımızda bahsettiğimiz Necromancer (Ölü Dirilten) ve Kurt-Adam Arketip’leri, Gecenin Evladı Arketipi’nin farklı yansımaları gibi düşünülebilir.

Gecenin Evladı, Kader’i “yanıp tükenerek Tanrı’ya kavuşmak” olandır. Şu ya da bu şekilde. Hikâye’nin akışı içerisinde, içindeki Ateş onu öldürebilir ve onu yönlendirmeyi öğrenip Yaratıcı Eylem sergileyerek Yaratıcı Kudret’e yakınlaşır. (Bu ise aslında “ölmenin” farklı bir çeşidinden ibarettir.) Bu hâliyle, Gecenin Evladı, “Hakk Yol’u yürüyen” temel vasfına sahip olan Kahraman’ın da Asl’ını teşkil eder. Çünkü Yaratıcı Eylem ile Kahraman özelliğine/sıfatına bürünür.

Kahramanlık dileği olduğu için değil, daha ziyade Tüketen Ateş’ten kaynaklanan “zorunluluk”tan ötürü. Değilse Gecenin Evladı, Eylem olmadan da Kendisi’dir; yani yüreği kor ateş hâlinde, “Gönül yangını”nın taşıyıcısıdır. Aşık’tır.

Bizim Gerçek Dünya’mızın Hikâye’sinde ise, Gecenin Evladı Arketipi’nin seçilmiş temsilcileri Enbiya’dır, yani Nebi’lerdir. Aslında edeben tam tersini söylemek daha doğru olabilir: Gecenin Evladı’nın ne demek olduğunu, esasen Enbiya’dan öğreniriz.

Son olarak Arketip’ler, Metafor’lar, Sembol’ler yani “Yorum’a açık” ifadeler hakkında ufak bir hatırlatma yapalım. Yorum, her şeyden önce ikili/çift yönlü bir yapıya sahiptir. Tüm Arketip’ler /Metafor’lar /Sembol’ler ancak İnsan benliğinin filtresinden geçerek anlaşılabilir ve anlamlandırılabilir. Biz bu yazıda, Gecenin Evladı Arketipi’ni Aydınlık-Karanlık kutuplarından, Aydınlık olana yönelik yorumladık. Keza “görülmek istenen” her zaman Aydınlık olandır ve bu aynı zamanda “murâd edilen”dir. Sonuçta hiçbir Resim Karanlık’ta kalması için yaratılmaz.

Fakat tabii ki her Sembol’ün Karanlık’a yönelik yorumlanabileceği bir gerçektir ve Necromancer (Ölü Dirilten), Kurt-Adam ve Gecenin Evladı için de bu geçerlidir. Her zaman hatırda tutmak gerekir ki, bu ancak bir yönelim meselesidir. Ve murâd edilen her zaman Aydınlık olandır.

18.09.2023

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 511

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir