Simyada Damıtma İşlemi

Damıtma işlemi ile, işleme tâbi olan arındırılır ve özü imbiklerden yeni bir kaba akıtılır/aktarılır. Süreç içerisinde çıkan posa ise çöp olur.

Simya ilminde Damıtma işleminin özel bir yeri vardır ve dönüşüm süreçlerinde kullanılır. Damıtma işlemi ile, işleme tâbi olan arındırılır ve özü imbiklerden yeni bir kaba akıtılır/aktarılır. Süreç içerisinde çıkan posa ise çöp olur.

Damıtma işlemini pek tabii maddi bir süreç olarak da düşünebiliriz. Keza bu da Hakikat’in mertebelerinden birisidir (en aşağı olanı) ve Damıtma işlemi maddesel düzlemde de uygulanabilir.

Biz ise Damıtma işlemini, bir metafor olarak düşünüp, İnsan Zihni ile ilişkisini inceleyeceğiz.

Damıtma işleminin İnsan Zihnindeki karşılığı şu şekildedir:

İnsanlar olarak, zihnimize sürekli bir veri akışı vardır. Duygularımız ile algıladığımız şekiller, renkler, titreşim, sıcaklık vb. veri bütünü, sürekli bir şekilde zihnimize akar. Duyularımız ve onlar aracılığıyla algıladığımız veri, yani yersel bilgi, Simyada Toprak elementi ile sembolize edilir. (Bu sembollerin pek çok yorumlanış biçimi olsa da biz burada Bilgi Felsefesi – Bilginin Oluşumu çerçevesinde inceleyeceğiz.) İlk yapılması gereken, Toprağın izole bir ortama alınmasıdır. Yani verilerin işlenmesi için özel bir “kap” içerisine alınması gerekir. Böylece dış etkenlerden ayrıştırılır ve işlenebilir bir ortama alınır.

Damıtma işlemindeki ikinci element (yani oluşturucu faktör/yapıtaşı) Ateş’tir. Ateş; Çaba’nın, Enerji’nin, arınmanın gerçekleştirilebilmesi için gerekli Çile’nin sembolüdür. (Bu noktada Okuyucu’nun da fark ettiğini umuyorum ki, Elementler maddi karşılıklarından ziyade, Dönüşüm’ün aşamalarına işaret ederler.)

Damıtılanın karakterine göre, sıcaklık ve damıtım süreci değişkenlik gösterir. Örneklerine daha sonra değineceğiz. Yanma işlemince tâbi tutulan Varlık, içindeki özü dışarı çıkarır ve kaba/yersel parçalarından arınır. “Bilgi” için, bu duyusal verilerin arkaplanını/bâtınını oluşturan “Aslî Bilgi”dir. Varlığı meydana getiren, oluşturan özünün bilgisidir.

Yanma işlemi sonucu oluşan bu “düşünce birikimi”, Havaî niteliktedir. Elle tutulur nitelikte değildir ve (kapalı bir ortamda tutulmadığı sürece) uçucu niteliktedir. Hava, bilginin damıtımında düşüncenin “kaplanmadığı takdirde” uçuculuğunu ifade eder. Akıtılarak yoğunlaştırılmayan düşünce birikimi/düşünce bulutu israf olur. Suya dönüştürülüp akıtıldığı takdirde ise, başlanılan noktaya, yani Toprağa geri dönülmüş olur. Suyun akıtılması, Düşünce’nin Yazı’ya dönüşümünü sembolize eder. Böylece Tefekkür eylemi sonucunda, gözlemlenen dünyanın aslına yakınlaşılmış olur. İşlem sonucunda ortaya çıkan atık ise, aslî bilginin taşıyıcısı olan posayı ifade eder. Misal, bir Fizik dersinde arabanın hareketini formülize ettikten sonra, arabanın somut karşılığı değerini kaybeder. Çünkü biz en başından beri, araba ile değil Hareket olgusu ile ilgileniyorduk.

Açıklamalar, faydalı olmakla birlikte İnsan’ın Yazılan’ı anlamasında bir zorunlulukturlar. Bununla birlkite her açıklama bizi Öz’den uzaklaştırır, sadece O’na geri dönelim diye. Biz de kalbimizin atışı gibi, ve Tanrı lütfederse onu dinleyerek, bahsi geçen Elementler kuramını ve kavramlarını, çeşitlendirerek örneklendirip, tekrar aynı yasalara göre Damıtma işlemine tabi tutacağız. (Yani niyetimiz bu yönde.)

Fakat bugün değil yarın, çünkü düşünce bulutum tükenmiş bulunuyor ve yakacağım da epey azaldı.

04.02.2023

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 511

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir