Kişi; Kelimelerin Bilgisi’nde yeterince derinleşir ise, Rüya’nın “yozlaşma”sına karşı bağışıklık kazanır.
Yazı, Dil Arkhitektoniği cihetinden, belirli katmanlara sahiptir. Esasen, Hakk’ın bir tezahürüdür ve Ontolojik Hiyerarşi’ye tâbîdir.
(Seyir İlkesi’nden daha önce bahsetmiş olsak da, bu Yazı’yı tamamen ona ayırdık; ki kendi başlığı altında bulunsun.)
Rüya’da, misal… Hakk’ın ilham ettiği hakikatini, o rüyayı olduğu/görüldüğü gibi yazmadan, bu İlham’ı nasıl Yazı’ya aktarabiliriz?
Allah, hayalini nasıl böyle kaim tutar?
Allah’ın o belirli varlıka yönelik husisi bir veçhesi bulunur, ona husisi olarak Rablik eder ve ona Asl’ı olan İlâhî İsim’i öğretir.
Değişkenlik, sabitlike göreceli olarak mevcuttur, tersi de söylenilebilir. Mutlak Olan içinse, ne sabit ne de değişken diyebiliriz; keza her ikisi de bir "kayıt'landırma"dır, oysaki Mutlak, Sınırsız’dır.
Nehir, ana Akış hattında aktıkça, yan dalları olan akarsular da “kendiliğinden” oluşa gelecektir.
Zelzele, Aşk’ın töresindendir.
Âşık olduğunu görememenin sancısına ve ağırlığına kim dayanabilir?