Hikâyeden sonra geliyor başlıklar. Önce yürüyoruz sonra varıyoruz. Sonra bakıyoruz, nedir ismi bu diyarın? Kimi zaman da sanıyoruz ki, bilirsek o diyarın ismini, bulacağız yolumuzu. Faydası olabilir tabii, ama yürümeyene yollar ne çare be gülüm!
Nedir İnsan’ı yola düşüren? Nedir yazdıran, çizdiren, şarkılar söyleten? Şu sıralar şarkılardan alıntı yapmayı seviyorum. Diyor ki Ozan:
“Aşklar, savaşlar şiirden çıkmış
Yani derinden, derinden…”
– Barış Diri/Derinden
Ne ise o derindeki, O’dur bize adım attıran, O’dur savaşla çıkartan şiirleri yazdıran. Canımız O’nun yüzünden sıkılır. Bize yeni dünyaları O keşfettirir.
O’dur, kimse yokken, yanımızda olan. O’dur, düşecekken bizi tutan. Çamura bakanı temizleyip, aklayıp paklayan. O’dur, yürekleri ateşe veren, küllerini Rüzgâr’a savuran.
O ki, Yaradılış’ın sebebi
O ki, ismi söylenmesi ebediyen yasak
O yüklemiş İnsan’ın üzerine bir emanet
Hem bir kut hem bir lanet
O ki, O’na varanlar kahrolur
İsmi ebedî bir Sır olur
Söylendiğinde değerine hakaret olur
Halk’ın ağzına dedikodu olur.
Böylece O’na giden yolda fazlaca plan yapılmaz. O, İnsan’ın tüm planlarını boşa çıkarandır. Hayallerin Kahhar’ıdır. Oysa herkes ne çok düşünmekte, hangi yollar O’na çıkar diye. Düşünmek işin latifesi oysa ki. Yol’u ancak ayaklar yürür gülüm, kafa değil. Yazı’yı El yazar, Resim’i El çizer, kafa değil.
E Kafa ne eder peki? Senin Seyir locandır ora. El çizer, ayak yürür de, hepsi Akıl’da bağlanır, Zihin’de buluşur. Cem etme yeridir, Camii’dir Zihin. Seni, Beni, Bizi buluşturur. Aynı resme sığdırır. Bir de kendi rüyanda, izleyesin diye bir oturak olur sana.
O ise, Her-Şeyin-Başlatıcısı olan Zihin’den çok Kalb’e yakındır. Zihin’in değişkenliğine kıyasla, O Mutlâkiyeti itibari ile, Kalb’in tek-bir sesi ile seslenir.
Azameti, Mutlâkiyeti, Kahhar (kahredici), Kadir (mutlak kudret sahibi), Cebbâr (dilediğini, hayra yönelik, zorla yaptıran), Âşık, Mâşuk, Akıl ile asla ve asla kuşatılamaz oluşundandır ki, Hz. Musa ilk on emrinde isminin gereksiz yere anılmasını yasaklanmıştır.
“Allah’ın ismini gereksiz yere anmayacaksın.”