Yaratım sürecinde, mitlerde de görülen, bir İlksel Ateş motifi vardır. Bu durgunluktan fışkıran bir taşmayı, bir ilksel hareketi ve enerji formunu ifade eder. Durgunluktan sıyrılabilmek için, bu İlksel Ateş’e ihtiyaç duyarız. Bunu topraktan fışkıran magma gibi düşünebiliriz. Arz’ın toprağı bu volkanik materyal ile bereketlendiği gibi, volkanlar ani patlamalar ile felaketlere de yol açabilir.
Benzer bir imgeye demircilikte de rastlarız. Ocakta eritilen eriyik metal, tüm işlem formlarının temel malzemesidir (prima materia’sıdır). İlksel Ateş olmadansa, demircilikten söz edemeyiz.
Aslında İlksel Ateş, tüm Sanat dallarında karşımıza çıkan Kozmik bir olgudur. Her Sanat’ta, “farklılaşmayı” başlatan ve süreç boyunca “canlı tutulması gereken” İlksel Ateş’e, yani temel bir enerji formuna rastlarız.
“Fitne”, hem ayrışmayı hem de buna karşılık gelen Ateş’i ifade eder. Böylece her Yaratım ve Dönüşüm işi, yani Sanat, kökeninde yaşamsal bir enerji tüketir. Tüm Sanat’ların ve Yaradılış’ın kökeninde yer almasından ötürü, Din bu yaşam enerjisine büyük önem verir. “Salat”, “tükenmekte olan kor ateşi beslemek” anlamına gelip, “Kendini Tanıma Sanatı”nın temel kaynağının Yaratıcı tarafından yenilenmesini ifade eder. Bizim Allah’a yakarışımız, tam da bu yenilenişi sağlayan şeydir.
27.05.2024