Girme o taşlaşmış şehre
Taşın ve çeliğin şehrine
Fıtratın bozulduğu
O yeraltı şehrine
Aziz dostum
Seni kandırmışlar
Rokoko’nun ajanları
Eşitliğe inandırmışlar
Bu diyar ki, yeşilini yitirmiş
Her tarafı gri kaplamış
Hiç akletmez misin?
İyi nasıl kötünün eşiti olsun?
Çünkü elbet iyi ve aydınlık olan üstündür.
Hayır!
Yeşil dünyanın insanları, gri dünyanın insanına hiçbir şey borçlu değil
Bu elbet kendi elleri ile ettiklerinin işidir
Onların, yeşil diyara hiçbir üstünlükleri yoktur
Allah, hicret yolunu açmadı mı?
Hakikat, apaçık belli olmadı mı?
Hayır; siz onlara haset etmezsiniz ama onlar size haset ederler
Siz onları işgal etmek istemezsiniz ama onların tek derdi budur
Ve gözünüzü sihir ile boyamaya çalışırlar
“Sihirbaz ise nereye gitse iflah olmaz.”
O zaman Seni uyaran şu uyarıcıları dinle
Ve onlara isyan etme
Akılsız kalabalığa karışma
Şüphesiz, akılsızlara karışan da aklını feda etmiştir
Hem de oldukça değersiz, iğreti bir şey için
Ve akıllanan, satarsa aklını, nifak daha büyük olur.
O zaman terk etme cenneti
Sen ki
Varlığını kimseye borçlu değilsin
Ve ancak Allah’a hesap vereceksin
Tabii ki yeşil diyara hizmet ile mükellefsin
Artık uzak dur, taştan şehir Rokoko’dan.
Fakat Sen, üstünlük taslıyorsun
Unutma ki,
Biz’i terk edeni, Biz de terk ederiz
Sen, taştan şehirleri kurtaramazsın
Dener isen, yeşilini kaybetmek ile karşı karşıya kalırsın
Keza haddi aşmakta, büyüklük taslamaktasın
Şüphesiz Sen, ihtiyaçlardan ârî değilsin
Kudret ise ancak Kadir olan Allah’a aittir
Hakk’ın Kudreti’dir.
02.02.2024
