Vahy’in Çok-Yönlülüğü

Vahiy, tezâhür eden İlâhî İsim’in, Arketip’in bilgisini ilettiği için, “çok yönlü yorumlanabilirlik”e sahiptir.

Vahiy, tezâhür eden İlâhî İsim’in, Arketip’in bilgisini ilettiği için, “çok yönlü yorumlanabilirlik”e sahiptir. Bu, Aslî Anlam’ın çeşitliliğini kastetmez; fakat her İlâhî İsim’in, ancak “Zaman ile Seyir” ile tezâhür etmesinden mütevellit, farklı varoluş koşullarına yönelik yorumlanabilir. Bu, bahsettiğimiz gibi, kesinlikle Vahy’in “birden fazla” anlam barındırdığı anlamına gelmez. Fakat, Vahy’in ilettiği Aslî Anlam (Arketip), Zaman-Ötesi oluşu ile, kendisini Zaman’a bağlı pek çok çeşitli duruma yönelik açabilir. Bu, özellikle Müteşâbih ayetler için böyledir.

Vahy’in değindiğimiz sebeplerden ötürü, “çok-anlamlı” değil, fakat “çok-yönlü” olduğunu söyleyeceğiz. Bunu, aynı zamanda Merkez’den yayılan Işık’a benzetebiliriz: Kaynak Tek’tir, fakat onun Merkez oluşu, her “yön”den ona ulaşılabilmesine olanak sağlar.

Bu durum, aynı zamanda Vahy’i ve Kur’an’ı, “çağlar ötesi” yapan şeydir. Zaman-Ötesi olan İlk Anlam’lar, böylece ehlince her Çağ’da okunup anlaşılabilir ve Çağ, her zaman, Zaman-Ötesi olan Vahiy ile anlaşılabilir.

Ve gene değindiğimiz sebepler, neden Kur’an meallerinde çevirinin çok dikkatli biçimde yapılması gerektiğini açıklar. Kur’an (veya başka bozulmamış Vahiy kitapları), Çağ’ın koşullarından münezzehtir. Bu sebepten, ancak kelimesi-kelimesine yapılan bir çeviri, yapılabilecek hataların olabildiğince önüne geçmiş olur. Keza kelime sıralanışı da Ontolojik nüzul (hiyerarşi) ile ilgilidir. Aksi takdirde, meallerde “anlam kaymalarının” görülmesi işten bile değildir, kaçınılmazdır. Meallerde görülen “anlam kaymaları”, aynı zamanda Kitap’ın tahrif edilmesine; ve Kur’an’ın uyardığı gibi Müteşâbih olanın hatalı yorumuna yol açar.

Benzetim yoluyla anlatımdan, Teşbih Sanatı‘nda bahsetmiştik.

Huvellezi enzele aleykel kitabe minhu ayatun muhkematun hunne ummul kitabi ve uharu muteşabihat, fe emmellezine fi kulubihim zeygun fe yettebiune ma teşabehe minhubtigael fitneti vebtigae te’vilih, ve ma ya’lemu te’vilehu illallah, ver rasihune fil ilmi yekulune amenna bihi, kullun min indi rabbina, ve ma yezzekkeru illa ulul elbab.

O indirdi sana Kitap’ı. Onun bazı âyetleri Muhkemdir (ki) onlar Kitabın anasıdır. Onun bazı âyetleri Muhkemdir (ki) onlar Kitabın anasıdır. Diğerleri de Müteşâbihdir. Kalblerinde eğrilik olanlar, fitne aramak için onun müteşâbih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun te’vilini Allah’tan başka kimse bilmez. İlimde rüsuh sahibi (bu konuda ruhsat sahibi) olanlar: “İnandık ona, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. Ulul Elbab’dan (akıl ve derin kavrayış sâhiplerinden) başkası düşünüp öğüt almaz.

Âli İmran Suresi 7. Ayet

05.01.2024

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 511

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir