Tabiat içerisinde meydana gelen (her şey) kendi içerisinde tutarlıdır ve kendi özünden gelen mantığına haizdir.
Peki, mana akışı nasıl canlandırılır? Seyir nasıl başlar?
Kişi, her şeyi kendi Anlayış’ına göre sayar, ve Sayı kavramını buna göre algılar.
Tasarım olmadan, bir (niceliksel) Ölçüm’den söz edemeyiz. Tasarım ise fikir ile alakalıdır, bir İdea’ya/Arketip’e karşılık gelir.
Nehir, ana Akış hattında aktıkça, yan dalları olan akarsular da “kendiliğinden” oluşa gelecektir.
Genel olarak Yazı’nın felsefesi (Yazım Nazariyatı), “cebirsel ifadelerin temsillerinin yazımı”nı da kapsar.
İnsan, İç’e yönelende, anlam bulur; Dış’a da ancak bu anlam doğrultusunda şekil verilebilir.
Sayısız Yanılgının Sebebi’ndeise “Dış’a dönüş”ü esas alırız, yani bunu “Dış’sal’laş’ma” cihetinden düşünürüz.
Vahdet’e (Birlik’e) yönelen “buluşur”, kesrete (çokluka) yönelen “kaybolur”.
Yaradılış’ın ana-fikri ve Asıl Hikâye’si, Zaman’a göre değişmez.