Yaradılış’ın ana-fikri ve Asıl Hikâye’si, Zaman’a göre değişmez.
Neden Rüya’larda Kitap okuyamayız, veya Yazı yazmakta zorlanırız?
İlham’ı tutmak, Yer’ini ve Sınır’larını bilmek… İşte tevazunun ve Nefs-i Mutmainne’nin göstergeleri.
Benzer Zamansal Nitelik’leri paylaşan varlıklar, birbirlerine benzerler.
Açıkça beden olmadan Ruh mesken tutamaz, fakat anlamsız bir yaşam da boşa harcanmış gibidir. Bununla birlikte, Ruh’un yaşamda ve güzelliğinde bulduğu anlam, Tanrı’nın Hafıza’sında kalıcıdır-ebedîdir. Beden ise toprağa geri döner.
Rüya karakterleri kime aittir?
İnsanın yazdığı (Yaratıcı Eylem’i), An’daki hâlinin bir yansıması veya Dil’e dökülüşü olarak düşünülebilir. Bu durumda, psikolojik mânâda yaralı olduğu zaman, ne yazabilir insan?
Sınır’larından taşabilme veya bunları aşabilme seçimi, sadece insana verilmiştir. İşte bu Özgürlük İlkesi’dir.
Kalem’in kâğıda değdiği Nokta’da, Misal Âlemi ile Şehadet Âlemi arasında (yani Rüyaların Dünyası ile Cismani Dünya arasında) bir köprü, bir yol inşa edilir.
Gece ile Gündüz’ün arasında Fecr bulunduğu gibi, Karanlık ile Aydınlık arasında Alacakaranlık bulunur.