Kişi, her şeyi kendi Anlayış’ına göre sayar, ve Sayı kavramını buna göre algılar.
Tasarım olmadan, bir (niceliksel) Ölçüm’den söz edemeyiz. Tasarım ise fikir ile alakalıdır, bir İdea’ya/Arketip’e karşılık gelir.
Genel olarak Yazı’nın felsefesi (Yazım Nazariyatı), “cebirsel ifadelerin temsillerinin yazımı”nı da kapsar.
İnsan, İç’e yönelende, anlam bulur; Dış’a da ancak bu anlam doğrultusunda şekil verilebilir.
Yaradılış’ın ana-fikri ve Asıl Hikâye’si, Zaman’a göre değişmez.
Neden Rüya’larda Kitap okuyamayız, veya Yazı yazmakta zorlanırız?
İlham’ı tutmak, Yer’ini ve Sınır’larını bilmek… İşte tevazunun ve Nefs-i Mutmainne’nin göstergeleri.
Benzer Zamansal Nitelik’leri paylaşan varlıklar, birbirlerine benzerler.
Açıkça beden olmadan Ruh mesken tutamaz, fakat anlamsız bir yaşam da boşa harcanmış gibidir. Bununla birlikte, Ruh’un yaşamda ve güzelliğinde bulduğu anlam, Tanrı’nın Hafıza’sında kalıcıdır-ebedîdir. Beden ise toprağa geri döner.
Rüya karakterleri kime aittir?