
İçinde Aşk olmayan Manzara’yı, kim ne yapsın?
Sembolleri anlamak için Akıl tek başına yeterli değildir, Sezgi gereklidir. Keza; beşeriyyetin bize aktardığı bilgi, pek çok kez ya eksik ya da hatalıdır. (Sezgi, öncelikle bu hatayı sezer.) Bu sebepten, “beşer sözü olmayan” bir Kelâm’a ihtiyaç duyarız.
Kelimelerin mânâsını unutmuşuz
İnsanı İnsan yapan üslûbudur.
O zaman, şunu anla; zorluk beşeriyyete özgüdür, Allah için zorluk yoktur, “ol, der oldurur”.
"Şüphesiz Allah, bir toplumu değiştirmez, (onlar kendi) nefislerini değiştirmedikleri müddetçe."
Kur’an, “sizi tanışasınız diye kavimler olarak halk ettik” der. Demek ki, her kavmin, diğer dünya toplumlarını/medeniyetlerini tanımak gibi bir sorumluluğu da bulunur.
Peki, söylenen hatalı bir söz söylemenin bedeli nedir? Âşıklar bilir ki, bunun cezâsı bir ömür sürer.
Tao-culuk’ta bahsi geçen “on bin şey”, sınırı belirsiz çokluka işaret eder. On bin, ilk dört sayının (1+2+3+4=10) toplamı olan tetraktis’in dördüncü kuvvetidir (10^4). Tecelliyat Anlayışı’na ve Sonsuz Yeniden Yaradılış’a (Halk-ı Cedîd’e) işaret eder.
Hakk’ın Kelâm’ı da, aynı kendisi gibi, yıkılmaz-aşınmaz-eskimez niteliktedir