Neden yazarız? Diyelim ki bir Soru’yu cevaplamak için. Peki bir Soru nedir? İşte sana Bilmece.
Her Soru aslında bir Argüman olarak düşünülebilir. Seven sevdiğine sorar: “Beni seviyor musun?” Bu aslında bir argüman ve bir cevaptır: “Seni seviyorum, beni sevmeni istiyorum.” Bilmece, kimin söylediği ve kimin cevapladığı ile ilgilidir. Yani; Bağlam’ı “aş’an”, ona Aşkın olana rücu etmek için bir ipucudur. Allah kuluna Kur’an ile sorar: “Akletmez misiniz?”. Bu, aslında “Aklet!” demek değil midir?
İşin Sırrı’na gelelim. Mesele; yani Soru, Cevap ve Bilmece, Zât’ın Birlik’inde tesis edilir. Bilmece’nin derecesine göre, bu Birlik, Ahadiyyet veya Vahidiyyet’tir.
Dolayısıyla, Bilmece’nin tesisinin ve esasının Kaynak’ı, Gizemlerin Efendisi’nin (Rabbi’nin) [Lord of the Mysteries] Kim’liği’’dir.
04.09.2025