Bir keresinde huzuruna çıkmıştım. Kapısını çaldım ve bir nur beni karşıladı. Girsene, dedi, olmaz dedim. Tüm acıların sonu/yok oluşu kapının ardında idi. Bu ne demek, bilir misin? Sadece hatırlanmaya değer olmayanı unuturuz. Dedi ki; ben hatırlarım, Hafız’ım. Dedim ki; olmaz, ben onların Gerçek olmasını istiyorum.
Bana, her şeyimi ona vermediğimi söyledi. Halbuki her şeyimi ona vermiştim. Haddim değildir ki cevap vereyim. Nasıl Senin Söz’ünün üzerine söz söyleyeyim? Bu bize yakışmaz. Din’in şeriatına uymaz. Fakat Hakikat, şeriatın ötesindedir; gene fakat, Aşk’a olan edeptendir ki, Aşk’ın edebindendir ki her şey söylenmez. Çünkü söylenenin bir bedeli vardır. Değilse konuştuğumun kim olduğunu, sevgili Okuyucu, sana söylerdim – açıkça. Sırr’ı söylemenin de, bir usulü olsa gerek. Önce Kur’an’ı Şahit tutarım: “Allah’tan (O’ndan) başka mevcut yoktur.” “İlahlar yoktur, ancak Allah vardır.” (“La mevcude illaHÛ”)(“La ilahe illAllah”)
Tüm şu yazılanlardan sonra, sen gerçekten buradaki Sırrı almadın mı? Allah Resul’ü için ne der: “Fuad gördüğünü yalanlamadı.” (Necm/11) Peki ya sen – Okuyucu? Kalbine batan iğneyi… yalanladın mı?.. yoksa izin mi verdin, canının akmasına?..
Allah, İsa’nın çarmıha gerilmesine izin vermişti.
Bil ki; O’ndan başka mevcut yok. Allah’tan başka da ilah yok.
Allah affetsin. Aslında Allah İsmi de bir makamın adıdır. Mesela Hakk İsmi gibi. Dikkat: “O’ndan başka mevut yok”, yani hepsi O’dur. Laf çok mu uzadı, haklısın…
Demem o ki, “Allah’la şöyle bir konuşmam oldu” dersem, beni kınamayasın. İki tane O yok ki biri diğeriyle konuşsun. Sonuçta, mesele gene imana geliyor: Bu adam yalan mı söyler, yoksa dürüsttür de “kalbinin yalanlamadığını” mı söyler?
Aramızda Şahit ve Vekil olarak Allah yeter. O, sadırlarda (göğüslerde) olanı en iyi bilendir. Doğru söyleyen ile yalan söyleyeni bilmektedir. Biz sadece gönlümüze geldiği gibi yazdık. Allah affetsin. Doğrusunu bilen Allah’tır. Tevvab Rahim’dir.
O halde yüz çevir (şu) kimseden: zikrimizden yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen.
Necm Suresi 30. Ayet
Onların ilimden erişebilecekleri bu kadardır. Şüphesiz Rabb’in, kimin yoldan sapmış olduğunu bilir ve O, doğru yolda olanı da bilir.
20.05.2025