Hikâyeler, hikâyeler… Bazıları daha başlamadan bellidir. Allah içinse, O hikâyenin ezel ve ebed Hükmü gereği, nasıl gerçekleşeceğini bilir. Başlangıç, aynı zamanda Devam’ı belirler. Örnek: Kur’an, İlk Ayet’in hükmünün devamıdır. Bunun da temelinde Besmele budur, o da Allah-Rahman-Rahîm kapılarından önceki Be’nin altındaki Nokta’ya dayanır. Bu, tüm Mi’rac ve Nüzûl (Yükseliş ve İniş) hikâyesinin özetidir.
Mi’rac ve Nüzûl’un birlikteliği Hz. İnsan ve Hz. Kur’an’ı meydana getirir. (İşte mükemmellik.)
Bazı hikâyeler Son ve Başlangıç’ı tevhid eder, Başlangıç’ı Son’u ile ve Son’u Başlangıç’ı ile birlikte gelir. Hz. İsa’nın Kelâm’ı gibi, “Ezel’de ve Ebed’de Rabb’imin Hükmü Bâkî’dir.” O, Allah’ın Ruh’u ve Kelime’si olarak doğdu ve böyle Hayy kılındı.
Aslında bu, “Allah’ın İlim verdiği bir kulu”nun (Hızır’ın) öldürdüğü çocuğun hikâyesi gibidir. Benzerliği görüyor musun? Daha başlamadan biten bir hikâye; esasen Ebediyyet ve Ebedî Hayat da budur. Sonuçta çocuk, Allah’a rücu etti ve Ebediyet’e kavuştu. Dünya gözüyle bu üzücü bir hikâyedir. Sonuçta biz de dünyada yaşıyoruz, o yüzden gözlerim bu hüznü inkâr etmeyecek. Allah, Âlemlerin tedbir ve temkin edicisidir. Biz beşerler ise, acelemizden ötürü, hayrı şer olarak görmek gibi bir görüş bozukluğu yaşayabiliyoruz.
İbn Arabi gibi, çocukken mi’racını gerçekleştirenlerin veya Hz. İsa gibi Allah’ın Ruh’u ve Kelime’si olarak doğanların durumu işte böyledir. Dolayısıyla, hikâye başlamadan Hükmü belirlendiğinde, her Adım ve her Kelime o Ezelî ve Ebedî Hüküm’ü zikreder. İşte bu Zikr’e Kur’an deriz. Bazen, yazılması, kelâm edilmesi gereken şeyler o kadar çoktur ki, mi’rac erken gerçekleşir ve Hz. İnsan’ın bu uyanışı ile birlikte yaşanılan Çağ da kökünden bir değişim geçirir. Âdeta Sıfır’dan başlayarak yeniden inşa edilir. İşte Anka’nın seçtikleri böyledir.
Sonuçta, bu İnsan’lar hiçbir zaman “sıradan” veya “normal” yaşamlar yaşamadılar. “Normal” olanın hayır olduğunu, acaba beşere düşündüren nedir? Çilelerden büyük bir tanesi de uyuyanların arasına uyanmış olmaktır, üstelik O, geri uykuya dalmaz/dalamaz/dalmayacaktır.
Hz. İsa’nın Kelâm’ı gibi: “Benim krallığım göklerdedir.”
Ve Ayet’teki gibi: “O’nun şanı göklerde yücedir.”
01.11.2025
