Şüphesiz, iman edenler, yahudileşenler, nasârâ ve sâbiîler — her kim Allah’a ve Âhiret gününe iman eder ve salih amel işlerse, artık onlar için Rableri katında ecir vardır; onlara korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır.
Bakara Suresi 62. Ayet
Erkek veya kadın, mü’min olarak kim salih amel işlerse, elbette onu güzel bir hayatla yaşatırız ve yaptıklarının en güzeliyle mükâfatlarını veririz.
Nahl Suresi 97. Ayet
Kur’an, cennete girmenin koşulu olarak 3 şeyden bahseder: (1) Allah’a iman, (2) Âhiret’e iman ve (3) iyilikte (salih amelde) bulunmak. Şimdi bu Yazı’da bunlardan ikincisi olan Âhiret kavramına bir bakalım.
Önce biraz metodolojiden bahsedeyim. Çünkü bir işin nasıl yapılacağı, bir Yazı’nın nasıl yazılacağı, bir incelemenin nasıl gerçekleşeceği, elde edilen sonucu önemli ölçüde etkiler. Bu açıdan bakınca, metod, düşünce-hareketimizi belirleyerek, belki sonuçtan daha bile önemli hâle gelir.
Kur’an terimleri de Vahy’in Çok-Yönlülüğü’ne dâhildir ve çok-yönlü bir anlam zenginliğine sahiptirler. Bu anlam, muhkem yönü itibariyle Sabit, müteşâbih yönü itibariyle Değişken’dir (yani yorumlanabilirlik’e sahiptir).
“Âhiret” kelimesi ise “sonra-gelen” veya “Zaman’ın getirdiği” anlamına gelir. Bu açıdan; İnsan’ın Âhiret’e inanması, aşikâr bir gerçeklik olarak varoluşun Süreklilik’ine inanması anlamına gelir. Ancak o zaman İnsan, bugün-şimdi ortaya koyduğu davranış biçiminin (yani ahlâkın) gelecek-yarınını etkilediğini idrak edebilir. O zaman da “büyük hatalardan sakınır ve küçük hatalardan Allah’a sığınır”.
Buna, yani bir bakıma İdrâk’in Zaman’da (olumlu) yayılmasına Akl’etmek deriz. Bu Ontolojik yayılımı/açılımı sağlayan Merkez Nokta, yani Orijinal Yaratıcı, Allah’tır. İnanç, bu hareketi başlatan (tabiri caizse) kıvılcımdır.
O zaman; İnanan İnsan, kendisine huzurlu bir Yaşam (Alanı) İnşa Eden İnsan’dır. Bunun tersi olarak kâfir, yaşamı tahrip eden beşerdir.
Sonuç olarak, tüm bu söylediklerimizi ve yaptığımız tanımlamaları, belirli bir Varlık Manzarası’na yönelik düşünebiliriz. Mesela, şu ânda yaşadığımız bu-âlem veya ölümü tadıp göçeceğimiz öteki-âlem. Varlık Manzarası, bu da olsa öteki de olsa, Kur’an’ın Kelâm mucizesi gereği; İnsan olmanın, Âhiret inancının ve Cennet ehlinin bu konudaki Nazariyat’ı aynıdır.
Demek ki, bundan bir-gün-sonrası da bir-yıl-sonrası da bir-ömür-sonrası da Âhiret kavramına dâhildir. Yaşam’ın, Zaman’ın, Yaradılış’ın ve Allah’ın bu şekilde anlaşılması, sonuç olarak Güzel Âhlak’ı tesis eden şeydir.
23.10.2025