(Üniversite) Simülasyon dersinde, birbirinin artış hızına %100 etki eden simülasyon objelerini görmüştük. Bu durumu, süreklilik şartının kabul edildiği bir düşünsel modelde, e sabitini kullanarak yazıya dökeriz. Bu, Cebirsel İfadelere Giriş başlıklı Yazı’da bahsettiğimiz gibi, Nefs’in kuvvetleri (yazıya) bağlaması ve bu Bağ’lam’’da hareket ettirmesidir. “Hareket ettirme” kısmı – Allah’ın Hayy İsmi tecellîsi ile – simülasyonun çalışmasıdır, öncesinde “bağlamda sabit kalması” ise Kayyum İsmi tecellîsi ile vuku bulur. Sabitlenin yazılımı ise gene Kalem’in hareketine dayanır, yani Hayy ismine; o da Kalem’in sabitliğine dayanır, yani Kayyum ismine… O da El’in hareketine dayanır ki… diyerek söz uzar gider.
Şimdi… e sabitini Simülasyon dersinde – mühendisler olarak – “iki şeyi/objeyi bağlamada ve bu minvalde bağlam oluşturmada” kullandık. Peki bu bağlama bağlanan psişik kuvvet nereden gelmektedir veya bağlanan zihinsel objenin İç’sel Tabiat’ı nedir, nerededir? “Görünmeyen kuvvetler” bu şekilde Mim ile bağlanıp Vav ile hareket ettirildiğinde, “seçilen zihinsel obje” Nefs’in tasarrufu altındadır veya tasarruf altına alınmaya çalışılmaktadır. Dolayısıyla bu bağlam Dış’sal cihetten oluşturulur/oluşturulmaya çalışılınır.
Fakat, bunlar İç’sel Tabiî Kuvvet’ler (Melek) değildir. Keza İç’sel Tabiî Kuvvet’ler sadece Tabiat’a – bu minvalde Hakk’a – hizmet eder. Ve Nefs’in çıkarlarına değil. Dolayısıyla bunlar Dış’sal Görünmeyen Kuvvet’lerdir (kelime anlamı ile Cinn’lerdir) ve nefsânî hükümler altındadırlar. Bu “hüküm’ler” de hayra da şerre de vesile olabilir, ikisine de yönelik olabilir.
Oysa Tabiî Kuvvet’ler için sadece Tabiat hükmü vardır. “İç’sel Olan”ı anlamak istersek, işte bu İç’sel Tabiî Kuvvetler‘e bakmalıyız demektir. Çünkü bunlar, nefsin (dışsal) etkisi değil, onun İç’sel Mimari’sini yansıtırlar.
Şu durumda; İç’sel Tabiî Kuvvetlerin okunması, Nefs’in İç Yapı’sının (Mimari’sinin) anlaşılması için tek ve biricik Yol’dur. Buna Nefs Okuması da denilebilir. Ne var ki; burada Okunan ve Okuyucu bir’dir (vahdet hâlindedir), bu yüzden ona İç’sel Okuma deriz. Kişi’nin, kendi İç’inde gördüğü – tabiidir ki – Tabiat’ın Mimari’sidir ve onda kötü veya çirkin hiçbir şey bulamazsın, o tertemiz Fıtrat’tır. Aynı zamanda; Okuyan Nefs, okuduğu İç’sel Bilgi’nin hükmü altındadır, yani o Hakk’ın huzurunda acizdir – onu değiştiremez.
Bunu Kelâm’ın İniş’i olarak ifade ederiz; yani bu idrâkin derine inişidir (derinleşmesidir), ve Elif ile temsil edilen Dosdoğru Yol’dur (Sırat-ı Müstakim’dir). Hayy-Kayyum ilişkisinin Hakk’ta birlenen bu baş döndürücü güzelliğini de, gene Vav harfi ile temsil ederiz. Bu aynı zamanda; Kalem Suresi 1. Ayet’te, “kalem ve yazdığı”nı bağlayan “Ve”dir.
21.06.2025