İniş Koşulları [Yıldırım’ın Zikri/Allah’ın Emr’i]

"Şüphesiz Allah, bir toplumu değiştirmez, (onlar kendi) nefislerini değiştirmedikleri müddetçe."

Onun önünde ve arkasında, ard arda izleyenler vardır, onu korurlar Allah’ın emrinden. Şüphesiz Allah, bir toplumu değiştirmez, (onlar kendi) nefislerini değiştirmedikleri müddetçe. Allah o kavim için zarar irade ettiğinde artık kimse onu geri çeviremez; onlar için O’ndan başka ne bir dost ne de bir koruyucu bulunur.

Rad Suresi 11. Ayet

“Rad”, “Yıldırım” anlamına gelir ve Sure’nin okunuşunda, Sure’nin İsmi’ni hatırda tutarak okumak her zaman fayda sağlar. Keza surenin ismi, anlamını cem eden bir nitelik barındırır. O zaman diyebiliriz ki; Rad Suresi, adeta Yıldırım’ın Zikri’dir.

Yıldırım, Allah’ın iradesinin, kudretinin ve celalinin bir temsilidir. Yıldırım, ancak belirli varoluş koşulları gerçekleştiğinde iner. Yani, Allah onun İniş’ini belirli koşullara bağlamıştır. Bununla birlikte, irade eden gene O’dur. Bu şekilde, Kur’an bize Tecelliyat’in (Gerçekleşme’nin) teorisini verir (Rad/11. Ayet). “Onun önünde ve arkasında” bulunan “ardı ardına izleyenler”, nâçizâne te’vilim/anlayışım, İniş’in bağlı olduğu varoluşsal/boyutsal koşullardır, mesela Zaman-Mekân koşulları. (Bu, Hayy-Kayyum ilişkisi olarak da düşünülebilir.)

“…Allah’ın emrinden/min emrİllahi” ifadesinin ise iki veçhesi bulunur. (Yıldırım misali üzerinden ilerleyecek olursak) diyebiliriz ki; bu İniş, Allah’ın Emri’dir; fakat ne var ki Allah’ın onu (Yıldırım’ını) bağladığı koşulları da Allah’ın Emri’dir.

[Görünen o ki, Kur’an iki mânâyı tek Kelâm ile kuşatarak sunar. Fakat çeviri ve tefsirler Vahy’in Çok-Yönlülüğü üzerinden okuma yapmadığı için bu kelâmı olduğu gibi yazmazlar/çevirmezler. Bu yanlış/hatalı bir tavırdır ve ayetin mucizevî anlam zenginliğini zedeler.]

O zaman şunu anlarız: “Önde ve arkada” bulunan “ard arda gelen” bu “koruyucular”, Emr’in İniş’inden korurlar; fakat bu Koruma da Allah’ın Emri’dir (nasıl olmasın?), demek ki “Allah’ın Emri” ifadesi bu iki yönde de okunabilir. Keza aynı Ayet belirtir ki, “Allah bir zarar irade ettiğinde, kimse onu (iradesini) geri çeviremez”; demek ki O’nun İradesi Mutlak’tır. Aynı zamanda – tam da bu sebepten – “O’ndan başka Velî ve koruyucu yoktur”.

Tüm fiillerin faili Allah olduğundandır ki, “korur Allah’ın Emri’nden” ifadesi (zıtlıkların Bir’liği gereği) çif-yönlüdür: Cemâl’inin emri Celâl’inin emrinden korur, ikisinin tevhidi Kemâl’idir ve Allah bu Kemâl’i üzre İrade eder. O’nun her işi hayır üzeredir, bundandır ki “O’ndan başka Dost ve Koruyucu yoktur”. O’nun Emri’nin her iki veçhesi de, Dost oluşu gereği, kullarının kemâlâtını gerçekleştirmeyi murad eder. Çünkü O, Celal ve İkram Sahibi (Zül-Celal vel İkram) olan Dost’tur.

04.05.2025

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 590

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir