Bilim’in Tevhid Edilmesi

İnsanın Yanılgı’ya düşmesi demek, kesrette kaybolması, Vahdet’i idrak edememesi/görememesi anlamına gelir. Bunu Akademik cihetten inceleyelim.

İnsanın Yanılgı’ya düşmesi demek, kesrette kaybolması, Vahdet’i idrak edememesi/görememesi anlamına gelir. Bunu Akademik cihetten inceleyelim.

Bilgi, parçalanamaz bir Bütün’dür (Vahid’dir). Esasen, İlâhî Logos’a aittir. Biz, ondan (İlâhî Logos’tan) bize yansıyan manzaralara da “bilgi” deriz. İnsan Zihni de zaten başlı başına İlâhî Logos’un bir yansımasıdır (cüz-i tecellisidir).

Gene biz insanlar varlık manzaralarını gözlemleriz ve bilimsel/felsefî/sanatsal vb. amaçlar ile bunları kaydederiz; mesela bunları yazarız, çizeriz, yani bir Yazım Aracı (Kalem) ile bunların Seyr’ini izleriz. Sonra, bu “iz”e de “bilgi” deriz; fakat aslında bu gerçek Bilgi’nin bir izinden başka bir şey değildir. (Gerçek Bilgi, İç’sel Bilgi’dir). Kesretin Vahid’e rücu ettirilerek te’vil ve tevhid edilmesi (Bir’lnmesi) gibi, İz’in de Seyir üzerinden Asl’ına rücu ettirilmesi gerekir.

Bu, özetle, “Yazılan’ın okunup (onu yazdıran Sebep’in) anlaşılması” anlamına gelir. Bu “anlamlandırma”, manzaraların tevhid edilmesi (Bir’lenmesi) demektir.

Okunacak sayısız akademik makale, benzer şekilde, belirli bir Ontoloji anlayışının çatısı/kubbesi altında sentezlenmediği takdirde, ne yazık ki faydadan çok zarara yol açma riski taşır. Haritasız yola çıkmamak gerekir, ve kaybolunca yolu suçlayamayız.

Günümüzün yaygın problemi, (okunabilecek) makale miktarından ziyade, okuyucunun dikkat dağınıklığı ve bilimin felsefî temellerine, Ontoloji ve Epistemoloji’sine olan cehlidir.

11.03.2025

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 555

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir