Sorma Hakkı

Gerçekten bir cevap almak için soran ve sorgulayan bir arayışa koyulmuştur.

Soru sormak, bir içe dönüş faaliyetidir, bir sorgulayıştır. “Soru işareti” ise, “kendi içine kıvrılır” ve bir noktada son bulur; noktayla ise “birleşmez”. Gerçekten bir cevap almak için soran ve sorgulayan ise bir arayışa koyulmuştur. Eskiler der ki, “Her arayan bulmaz, ama bulanlar hep arayanlardır.” Böylece diyebiliriz ki, kişinin kendisini sorgulaması, arayışa koyulması ve Rabb’ine yönelmesi anlamına gelir. Bir arayan varsa, bir de yol gösteren vardır.

Hakk, ayetleri ile yol gösterir. Ayet, “gösterge”dir. Demek ki sorgulayan kişi, ayetlere yönelendir. 3 Kitabı Okumak’ta İç ve Dış dünyanın ayetlerine değinmiştik.

Sorgulayan kişi, yol arar. Yol, Kaynak’a varır. Kaynak’a giden Yol’u izleyen, Neden’leri keşfeder. Bu sebepten, Soran, “gösterge” talep eder. Göstergeler, “yol gösterir”.

Misal; öğrenci, “ne öğrendiğini” ve “neden öğrendiğini” sorar. Çünkü; Söz varsa Yol vardır, Yol varsa Yolcu ve Gösterge’ler vardır. Öğrenci, “Söz’ü söyleyen”den “gösterge” yani ayet talep eder. Böylece, Kendi Yaratıcı Kaynak’ından kopmamış çocuklar ve gençler, “söylenen Söz”ün Yaratıcı Kaynak’ını sorgularlar ve “Neden Sorusu”nu sorarlar.

Her çocuk bu davranışı sergiler. Keza doğal olan budur. (Soran, gerçekte Kendi Varlığı’nı sorgular ve içinde bulunduğu durumu anlamlandırmaya çalışır.) Tüm çocukların hatalı olduğu iddiası ise, esasen Tanrı’nın hatalı olduğu iddiasıdır ve Tanrı Kompleksi’nden kaynaklanır. Bu, aynı zamanda, Masumiyet’in ve Fıtrat’ın inkârı anlamına gelir. Gömülen Çocuk(luk)’ta değindiğimiz gibi.

13.03.2024

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 532

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir