Zaman ile Katılaşanlar

Zaman’ın Biriktirdikleri, giderek “yoğunlaşır” ve “katılaşır”.

Vel Asr

İnnel insane le fi husr

İllellezine amenu ve amilus salihati ve tevasav bil hakkı ve tevasav bis sabr.

Asr’a yemin olsun

Şüphesiz insan hüsran içindedir

Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler hariç.

Asr Suresi

Zaman’ın Biriktirdikleri, giderek “yoğunlaşır” ve “katılaşır”. Böylece Kişi’nin üzerinde biriken bu “yükler”, bir “ağırlık”a sebep olur, ki bu da Kişi’yi belirli bir “konum”da kısıtlar ve hareket kabiliyetini azaltır, hatta “ağırlık”ına bağlı olarak yok edebilir.

Bu mevzu, hem zihinsel, hem fiziksel, hem de mânevi bir düzlemde anlaşılabilir. Ayrıca, bu “üzerinde ağırlık birikmiş olanlar”ın “ilişki dinamikleri” de sosyal düzlemde incelenebilir.

Ayrıca ekleyelim ki, burada özellikle “negatif yükleri” ele aldık. Ki tüm bunlar, yazmayı umuyoruz, analojik yer değiştirme ile “pozitif yükler” için de düşünülebilir. Tabii ki burada “yük” ile salt fiziksel bir tezahürden bahsetmediğimiz açıktır.

Zihinsel Düzlem

Zaman’ın Biriktirdikleri, giderek “yoğunlaşarak” “önyargıların” birikmesine ve “düşüncede katılaşma”ya sebep olur. Böylece Kişi’nin üzerinde biriken bu “zihinsel/psikolojik yükler”, bir “zihinsel/psikolojik ağırlık”a sebep olur, ki bu da Kişi’yi belirli bir “önyargı konumu”nda kısıtlar ve düşünce hareketini azaltır ve “düşünme kabiliyetini” köreltir, hatta “ağırlık”ına bağlı olarak yok edebilir.

Fiziksel Düzlem

Zaman’ın Biriktirdikleri, giderek “yoğunlaşarak” “bedensel katılaşma”ya sebep olur. Böylece Kişi’nin üzerinde biriken bu “fiziksel yükler”, bir “fiziksel ağırlık”a sebep olur, ki bu da Kişi’yi belirli bir “gerilim konumu”nda kısıtlar ve fiziksel hareket kabiliyetini azaltır, hatta “fiziksel ağırlık”ına bağlı olarak yok edebilir.

Mânevi Düzlem

Zaman’ın Biriktirdikleri, giderek “yoğunlaşır” ve “kalbi katılaştırır”. Mânevi Düzlem söz konusu olunca, idrâki setreden bu “yük”lere günah da denir. Kısacası günah, “kalbi katılaştırıp idrâki setreden mânevi yük”tür.  Böylece bu “mânevi yükler”, bir “mânevi ağırlık”a sebep olur, ki bu da Kişi’yi belirli bir “ontolojik konum”da (Nefs Mertebesi’nde) kısıtlar ve tekâmülüne engel teşkil eder, hatta “ağırlık”ına bağlı olarak (bu dünyadaki) tekâmülünü imkânsız hâle getirebilir.

Bahsettiğimiz bu 3 boyuttaki (Nefs-Beden-Ruh) “sıkışma” ve “katılaşma”, özel “odak alanları” için ayrıca incelenebilir.

Eklemekte büyük fayda var; tabii ki burada bir “birikim”den söz etmemiz, aynı zamanda bir “tıkanıklık”ın söz konusu olduğunu varsayıyor. Keza, her “negatif/olumsuz birikim”in meydana gelmesi için, bir “tıkanıklık” şarttır.

18.01.2024

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 511

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir