Varlık Manzarası

İnsan’ın her baktığı yerde göreceği bir “Varlık Manzarası”dır, Vechullah yani “Allah’ın Vechi”dir.

“Boyut” kavramından ve varlıkların boyutsal özelliklerinden bahsettik. Şimdi bunu biraz açalım. Boyut algısının oluşabilmesi için ve Boyut’sal Özellik’lerinden bahsedebilmemiz için, “Seyr’edilen Şey”in bir Nokta’dan farklı olması gerekir; ki bu da o Şey’in Boyut’unun var olduğu, dolayısıyla buna bağlı “Boyut’sal Özellik’lerinin” var olduğu anlamına gelir.

Aslında Mutlak Varlık, her şeyi cem eden olması ve cümle varlıka böylece camii olması bakımından, Kendi’sinden başka var olan hiçbir şeyin olmayışı ile (teşbihte hata olmasın) Nokta’ya benzemektedir. Bu minvalde Mutlak Varlık olan Varlık’ın “Boyut’sal Özellik”lerinden bahsedilemez. Keza O, “her şeyin kuşatıcısı” olma vasfı ile Zaman’ı ve Mekân’ı da kuşatır ve bunların yaratıcısıdır. Böylece Asl’en Varlık’a ait olan isim ve sıfatlar, Boyut’sal Özellik’lerine göre varlıkların sergilediği Nitelik’ler olarak karşımıza çıkarlar. Varlık’a ait sıfat ve isimler, böylece varlıklardan tecelli edip zâhir (görünür) olurlar. “Tek bir olan” Varlık’ın sıfatlarının tecellisi böylece “çoğul” varlıklar sayesinde mümkün olur.

Kul huvallahu Ehad

De ki: “O, Allah, Ahad’dır (Tek-Bir’dir).”

İhlas Suresi 1. Ayet

Allahus Samed

Allah, Samed’dir

İhlas Suresi 2. Ayet

Ayette dikkat çekici bir unsur da cümlenin başındaki “De ki” emridir. Yani Hakk, İnsan’dan Allah‘ın Ahaddiyet‘ini zikretmesini istemektedir. Meallerde genelde Ahaddiyet‘in “Tek-Bir” olarak çevirildiğini görürüz. Allah’ın Tek-Bir oluşu doğru olmakla beraber, Ahaddiyet, O’nun isimsiz ve belirlenimsiz Varlık Ötesi makamına işaret eder.

Sameddiyet ise, hiçbir şeye muhtaç olmayan, Mutlak Varlık‘a işaret eder.

Böylece İnsan’ın her baktığı yerde göreceği bir “Varlık Manzarası”dır, Vechullah yani “Allah’ın Vechi”dir.

Külli yevmin Hüve fi şe’n

O (Allah) her ân reel’dedir (şe’ndedir).

Rahman Suresi 29. Ayet

Fe eynemâ tüvellû, fe semme Vechuallah

Nereye dönerseniz dönün, Allah’ın Vechi oradadır.

Bakara Suresi 115. Ayet

Bu Varlık Manzarası ki “çoğul varlıklardan” oluşur. Her varlık ise Bir ve Bütün olarak algılanabilen Şey’dir. Fakat Ahad ve Samed olan ancak Allah olduğundandır ki, bu varlıklar ancak Çevre’lerindeki diğer varlıklar ile oluşa gelirler. Allah’ın Mutlakiyet’ine karşılık bunlar “muhtaciyet” hâlindedir. Atmosfer, su ve yiyecek olmadan İnsan’ın var oluşunun imkânsızlığını bu “muhtaciyet”e bâriz bir örnek olarak verebiliriz.

Demek ki her Varlık Manzarası, birbiri ile alâkalı ve birbirine bağlı varlıklardan meydana gelir.

Her varlık çıplak göz ile bakıldığında “kendi başına var olan bir şey” olarak görülür/görülebilir. Ancak ve ancak bir öte/aşkın Varlık’a olan inanç ve iman, bu varlıkların işaret ettiği hakikatlerin keşfine bizi sevk edebilir.

Varlık Manzarası’ndaki varlıkları Boyutsal Özellikleri sayesinde tanırız. Bu Boyutsal Özellikler ise varlıklarını Boyut kavramından alır. Tersi şekilde de, “Çevre’lenemeyen” bir şey için Boyut kavramı söz konusu olamaz. Çünkü herhangi bir Şey’in, herhangi bir Boyutsal Özellik’ini ölçmek veya gözlemlemek için, İnsan Bilinci’nin o Şey’i kuşatması yani çevrelemesi gerekmektedir. Allah ise kuşatılamaz ve çevrelenemez olduğu için, “Allah’ın Boyutsal Özelliklerinden” bahsedilemez. Hacim, konum, zamansallık gibi. O’nun için; şeklinden, görüntüsünden, kokusundan, nerede’liğinden ve bunun gibi duyumsanabilir özelliklerden bahsedilemez. Bunlar ancak O’nun halk ettiği varlıklar üzerinden gözlenebilir, müşahede edilebilir.

Böylece Kur’an bize der ki:

Ve lem yekun lehu kufuven ehad

“O’nun dengi (hiçbir şey) yoktur.”

İhlas Suresi 4. Ayet

Boyutsal Özellikler’den münezzeh oluşu ile, bahsettiğimiz üzere “Zaman’sallık”tan da münezzehtir. Böylece O, “Önce’si ve Sonra’sı olmayan”dır.

Yani;

Lem yelid ve lem yuled

“Doğmamış ve doğurulmamıştır.”

İhlas Suresi 3. Ayet

Burada Doğum’u, belki de biyolojik bir doğumdan ziyade, Zaman’sallık açısından düşünmemiz daha isabetli olur. Allah’ın biyolojik bir canlılık formu olmadığı zaten aşikardır. Bunun yanı sıra O, Zaman’ın kısıtları ile çevrelenmekten de münezzehtir. Zira Zaman’ın da yaratıcısı olup, Ahad’dır, Samed’dir. Mutlak Varlık’tır.

17.08.2023

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 549

One comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir