Yazıt’ların Ontolojik Kökeni

Her İnsânî Yazıt, var oluşsal kökenini, yani ontolojik kökenini İnsan’ın Seyr’inden alır.

İnsânî Okuma’dan bahsettik. Şimdi bunu İnsânî Yazı’ya bağlayalım. “Zaman ile Seyir”e vesile olması, yani bir “Zaman ile Seyir Aracı” olması ile, İnsânî Yazı bir İnsan’ın “Seyr’inin ürünü”dür. Demek ki her İnsânî Yazıt, var oluşsal kökenini, yani ontolojik kökenini İnsan’ın Seyr’inden alır. Sanat, Edebiyat, Felsefe, Bilim Yazıt’larının hepsi böylece aynı Ontolojik Köken’e bağlanır. Demek ki İnsânî Yaratım yoluyla, her Birey Evren hakkında, daha da önemlisi kendisi hakkında bilgi edinebilir. Bu Hakikat, İnsan’ı hür ve özgür kılar.

Buradan bazı çıkarımlar yapabiliriz.

Öncelikle, hiçbir Yazıt “bizzat Hakikat” değildir. Çünkü Yazıt bir “Seyir Ürünü”dür ve kaynağını “Varlık ve Zaman”dan, Hakk’tan lütuflanır. Seyir’in merkezinde ise İnsan yer aldığı için, tüm Yazıt’lar ancak İnsan’ı Seyr’e davet. Hepsi bu kadar. Yazıt’ın işlevi budur. Kalem/52’de bahsedildiği üzere:

Ve ma huve illa zikrun lil alemin.

Oysaki O (Kur’an) alemler için bir zikirden başka bir şey değildir.

Kalem Suresi 52. Ayet

İlâhi Vahiy ile yazılan Kur’an için, Hakk “zikirden başka bir şey olmadığını” beyan etmektedir. Buradan çıkarımla tekrar diyeceğiz ki; her Yazıt, İnsan’ı Seyr’e davet eden, bir hatırlatı/zikir aracından başka bir şey değildir.

Bir misal verelim. Fizik dersinde İvme-Hız-Konum ilişkisi anlatılır.

Bunlardan;

İvme: Mekanik bir Kuvvet’in, Zaman ile bir Cisim’e etki ederek oluşturduğu, yönlü bir büyüklükün adıdır. İvme, Hız’ın birim zamandaki değişimidir.

Hız: İvme’nin, Zaman ile Cisim’de oluşturduğu yönlü büyüklükün adıdır. Hız, Konum’un birim zamandaki değişimini verir.

Fizik’teki Mekanik Hareket yasalarını açıklayan bu (ve benzeri) kavramlar, ifade kolaylığı amaçlı “Cebirsel ifadeler” ile, “Matematik dili” aracılığıyla yazılır. “V = a*t”, gibi.

Şimdi, dikkati çekmek istediğimiz nokta şu: Fizik Yazımı’nda olduğu gibi, her Yazıt ancak İnsan’ı Seyr’e davet eder ve bu Seyr’i Yazı’ya aktarır. Fizik biliminde bu “Seyr’edilen Şey”, Reel/Gerçek/Somut dünyadır. Kelimeler, kavramlar ve semboller, İnsan ile anlam kazanır. Onlara anlam yükleyen İnsânî Seyir’dir, İnsânî Okuma’dır. Mesela Hareket değimiz fiziksel olguyu, Reel dünyada seyredemiyor olsaydık, veyahut hiç seyretmemiş olsaydık, Mekanik Hareket yasalarını ifade eden bu sembollerin de bizim için bir anlamı olmayacaktı. Demek ki bu Cebirsel ifadeler, ancak bizi Seyr’e davet edişi ve İnsânî Seyir ile anlam kazanır.

Fizik bilimi üzerinden verdiğimiz bu örneğin benzerini Sanat ve Felsefe gibi diğer “Seyir Alanları” üzerinden de verebiliriz. Sonuçta hepsi bir “Seyr’edilen” ve bir “Seyr’eden” sayesinde var olur. Bilim, Sanat, Felsefe; hepsi bir “Seyir İşi” olduğundan, Varlık’ın ve varlıkların Zaman ile incelenmesidir.

13.08.2023

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 511

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir