Kurt Adam Metaforu

Bu yazımda, mitolojik bir karakter olan Kurt Adam arketipinden bahsettim.

Bazı arketipler, Kurt-Adam arketipi gibi, tüm kültürlerde anlatılagelen mit ve hikayelerde bulunur. Bu arketipler İnsan’ın doğasına dair belli bir özellikler bütününü anlatır. Birbirlerinden ayrı kıtalarda, habersiz yaşayan toplumlarda bile ortak arketipleri görebiliriz.

Kurt Adam Arketipinin Genel Özellikleri

Biraz Kurt Adam arketipinden bahsedelim. Kurt Adam’ın en belirgin özelliklerinden birisi, dolunaya ve ay ışığına olan hassasiyetidir. Dolunay zamanında, diğer tüm zamanlar normal bir insan olan Kurt Adam, bir çeşit “dönüşüm” geçirir.

Dolunay ışığının Kurt Adam üzerinde, kanında değişiklik yaratan bir etkisi vardır. Bu durum için “kanı kaynamak” terimini kullansak yerinde olur herhalde. Kanı kaynar, kalp atışı hızlanır; kanındaki Lanet aktive olur ve vücudunda yoğun bir enerji birikimi oluşturur.

Oluşan bu yoğunluğu kaldıramayan Kurt Adam’ın vücudu, genişler ve tüyleri kabarır. Duyuları keskinleşir. Aslında genel anlamda, hem literal hem mecaz anlamda, Kurt Adam “keskinleşir”. Dişleri, pençeleri, bakışları, duyguları ve duyuları; keskinleşir. Aklında kontrol edemediği bir kana susamışlık yer edinir ve tüm benliği bir çeşit Avlanma isteği tarafından işgal edilir.

Kurt Adamlar büyük çoğunlukla bu laneti kendileri istemezler. Tabii ki arketipin mit ve hikayelere uyarlanışına göre farklı anlatılarla karşılaşılabilir. İlerleyen satırlarda, bu arketipi kendi bakış açıma göre yorumlayacağım. Bununla birlikte akılda tutmak gerekir ki, tüm arketipler ancak Birey’in o arketipe dair kendi tecrübesi ile anlaşılabilir. Benimkisi ise, şu andan itibaren, ancak “Kendi Kurt Adamım”ı anlatmak olacak. Kendisini çizdiğim resimlerde de görebilirsiniz.

Kurt Adam Arketipini İnşa Eden Kavramlar

Kurt Adam’ın temel özelliklerinden bahsettik. Bunları sıralayarak başlayalım. Daha sonra da bu özelliklere dair yorum kısmına geçeceğiz. Bu özelliklerin her biri, her kelime/kavram, fiziksel/maddi/somut bir anlamla birlikte soyut/gayrimaddi/mecaz bir anlam da taşır. Tüm mit ve hikayelerde olduğu gibi, asıl odaklanmamız gereken, sıralayacağımız kelimelerin mecaz anlamlarıdır.

Kurt Adam’ın portresi:

  • Dolunay
  • Dolunay’ın Işığı
  • Dönüşüm
  • (Kanındaki) Lanet
  • Keskinlik
  • Av

Benim Kurt Adamım

Kurt Adam metoforunun çok yanlış anlaşıldığını ve acımasız biçimde yorumlandığını düşünüyorum. Benim Kurt Adamım hiçbir anlamda “kötü” ve zalim değildir. Her şeyden önce, kimsenin canını yakmak niyeti yoktur ve bu yüzden Dolunay zamanı kendi yalnızlığına çekilir.

Benim yorumuma göre, Dolunay karanlığı aydınlatan, Kurtların bakmaya doyamadığı Güzelliği temsil eder. Kurt Adamın içindeki Lanet ise, birlikte doğduğu veya bir Yara ile miras aldığı, “kusurları yok etmek isteği”ni barındırır. Dünya halkı Dolunay’ın temsil ettiği Mutlak Güzellik’i hak etmez. Kurt Adam, aklı ile, kusurlu olmanın tüm insanların kaderi olduğunu bilse de, “Dönüştüğü” zaman Dolunay’ın önüne serdiği tüm bu gerçekliğe kayıtsız kalamaz. “Kusurları” kendi pençe ve dişleri ile toprağa gömme arzusu ile yanıp tutuşur. İnanılmaz derecede Keskin algıları vardır.

İnsanların ve gerçek hayata yönelik yorumlar isek, Kurt Adam filozofların, sanatçıların, ilim insanlarının özelliklerine uyar. Dolunay’ın cazibesine kapılan bu kişilerin ortak özelliği, dünyanın belli olgularına karşı kayıtsız kalamamalarıdır. Dolunay Işığı’na duyarlılık, aynı zamanda sıradan insanlarda olmayan, Hakikat’in (Güneş’in) yansımalarına karşı düşünürlerin hassasiyetini temsil eder.

Tüm Dönşüm’ler acı vericidir ve yürek sızlatır. Aslında Kurt Adamın gerçek laneti, kusurlu ve acımasız bir dünyaya kayıtsız kalamayan hassas bir kalbinin oluşudur. Bu hassasiyeti “Avlanmadığı” takdirde içinde hissedeceği muazzam bir acıya dönüşür. Bu yüzden bir Kutsama [Gift] olarak değil, ısdırap veren bir Lanet [Curse] olarak anılır.

Anlayacağınız, benim yorumuma göre Kurt Adam; Filozofların, Şairlerin, Sanatçıların, İlim İnsanlarının arketipidir. Bahsi geçen Av ise, pek çok kez, Düşünce ve Fikir Avı’dır. Kaos’u “kesip biçerek”, Logos’a (Düzen’e) dönüştürmek işidir.

Kurt Adam yaşamı boyunca Lanet’inden kurtulamaz ve ömrü boyunca kendisini “yabancı” hisseder. Lanetini yönetebilirse hastalıkları arındıran bir şifacıya dönüşür. Diğer “canavarları” avlar. Ayrıca canavarları avlamaya sıradan insanların gücü yetmez. İnsanlıktan ümidini kesmediği takdirde, Kurt Adam bulunduğu yörenin (çoğunlukla gizli) koruyucusuna dönüşür.

Sıradan insanlar kendisini anlamayacağından, kendisinin ve halkın selameti için, yaşamına dair belli şeyleri sırlayarak yaşar. Halk onu dönüşmüş halde görüp, bulunduğu beldeden kovmaya yahut linç etmeye çalışırsa; daha önce varlığından bihaber olduğu çeşitli canavarlar tarafından yok edilmeye mahkumdur.

Kurt Adam “avlanmaya” alışabilir fakat her sefer Dönüşüm’ünün acısını yaşamaya mahkumdur.

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 511

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir