Aşkın Yöneylemi

Bu yazı, bilimsel bir konuyu açıklamak yahut öğretmek amacı ile değil; bilimsel bir konuyu bir konsept olarak ele alıp, bir düşünce süreci yürütmek için yazılmıştır. Bilim, felsefe ve öznel söylemi harmanlayan bir düşünce yazısıdır. Bununla birlikte yazılma amacı ne bilim ne de felsefe yapmaktır.

Giriş

Bu yazı, bilimsel bir konuyu açıklamak yahut öğretmek amacı ile değil; bilimsel bir konuyu bir konsept olarak ele alıp, bir düşünce süreci yürütmek için yazılmıştır. Bilim, felsefe ve öznel söylemi harmanlayan bir düşünce yazısıdır. Bununla birlikte yazılma amacı ne bilim ne de felsefe yapmaktır.

Yöneylem Nedir?

Yöneylem, Endüstri Mühendisliği müfredatında yer en önemli derslerden birisidir. Verimliliği, yani en az girdi ile en çok çıktı alınmasını konu edinir. Verimlilik, belli kısıtlar dahilinde optimal çözümün seçilmesi ile sağlanır.

Yöneylemin Felsefesi

Yöneylem dersinde sayısal değerleri optimize ediyoruz. Ne var ki Yöneylem tüm hayatımızda kullanabileceğimiz, stratejik düşünme becerileri edinmemizi sağlar. Bu yazımda, Yöneylem’i Felsefî bağlamda kullanacağız. Yöneylem dersinde gördüğümüz niceliksel değişkenleri, sayılarla ifade edilemeyen niteliksel durumlar ile değiştireceğiz. Tüm bu süreçte teknik detaylara çok değinmeden, Yöneylem’i oluşturan temel konseptlerden bahsedeceğiz.

Senin Derdin Ne?

Her uygulamalı bilim dalında olduğu gibi, Yöneylem gerçek hayata dair belli başlı problemleri çözmek niyetini taşır. Peki bizim problemimiz ne? Problem yerine, daha insanî bir kavram olan Dert kelimesini kullanalım: Senin derdin ne?

Derdimiz: Aşk! Hikayemizin baş rolü, aşık olmuştur. Derdi ise, aşkı ile kavuşmaktır. Önüne türlü Kısıtlar çıkıyordur. Bunun üzerine aktörümüz Mühendis’e sorar: “Yöneylemde siz, en doğru stratejiyi seçiyorsunuz, değil mi? Benim derdime de bir çözüm bulun! Ne yapmalıyım, ne yapabilirim!?”

Böylece aktörümüzün derdini bir problem olarak kabul ediyoruz ve bilimi kişisel uğraşlarımıza alet ederek yeniden yorumluyoruz! Merak etmeyiniz sayın Aşık! Zîra bu dönem, bu dersi vermek için çok çalıştık.

Yöneylemdeki Anahtar Kavramlar

Bir Yöneylem problemi çözerken (derde derman ararken), aşina olmamız gereken birkaç kavram bulunur. Bunlar:

  1. Amaç Fonskiyonu: Bir şeyin en fazlasını ya da en azını elde etmeye çalışırız. Genelde en fazla fayda ve en az zararı elde etmeye çalışırız.
  2. Kısıtlar: Özgürlüğümüzü sınırlayan, belli kısıtlarımız bulunur. Bunlar genelde sınırlı kaynaklardır. (Örn.: Zaman, para, enerji vs…)

Daha fazla teknik kavrama değinmeden, bize bu Yazı’yı yazdıran Hikaye’mizden bahsedelim.

Derdimizin Hikayesi

Her problemin bir hikayesi olduğu gibi, bizim derdimizin de bir hikayesi var.

Kendisinden dinlediğimiz üzere, hikayemizin başrolü Aşık olmuş. Kimi Yöneylem problemlerinde, belli Kısıtlar nâmevcut olduğu için, çözüm barizdir. Ne var ki pek çok dert, böyle değildir; değil mi? İşte Aşığımızı da kısıtlayan birçok durum bulunmakta.

Amaç Fonskiyonumuz ise, yani düpedüz amacımız, her Aşık gibi; Kavuşmak, BİR Olmak, Kendini Sevgilinin Kollarına Bırakmak…

Yapamıyorum, Anlasana!

Aşığımız anlatıyor yasaklarını, kısıtlarını; diyor ki: “Yapamıyorum Mühendis Bey! Elim kolum bağlı!”. Aşığımız sayıyor Kısıtlarını:

  • Elini tutamıyorum, koluna giremiyorum;
  • Saçını okşayamıyorum;
  • Nefesi vurmuyor yüzüme, nefesim vurmuyor yüzüne, uzağız birbirimize;
  • Ama en kötüsü ne biliyor musunuz Mühendis Bey? Söyleyemiyorum sevdiğimi! Ağzımı her açtığımda, zar zor kelimeleri;
  • Anlayacağınız, elim kolum bağlı Mühendis Bey! Arada bir görüyorum kendisini, sohbet ediyoruz. Söyleyin, nedir bu derdin optimal çözümü?

Derde Çözüm Arayışı

Aşığımız; dokunamıyor ve büyük oranda da konuşamıyor. Ellerinden çivilenmiş, uzaklara asılmış, aşkını konuşacak mecali kalmamış; adeta çarmıha gerilmiş!

Peki aşığı sevgilisine BİR kılmak için, ne gelir elimizden? Kısıtlarımız belli, onları değiştiremiyorum. Bir de hangi açılardan kısıtlı değiliz, ona bakalım. Bu noktada eğer bizi sevgiliye yaklaştıracak, kısmı olmayan bir değişken bulabilirsek, bunun Amaç Fonksiyonuna çok büyük katkısı olacaktır.

Biraz araştırma sonucu keşfediyoruz. Aşığımızın fark edemediği, fakat onu sevdiğine yaklaştıracak kısıtlanmamış birkaç değişken bulunmakta: Dinlemek kabiliyeti. Doğası gereği, fizyolojik bir rahatsızlık bulunmadığı müddetçe, kısıtlanamaz bir beceri. Bununla birlikte Aşığımız, ancak maşuğun lütfettiği kadarını dinleyebilecektir.

Bir öteki kısıtlanamaz değişkenimiz ise: Aşığın Gözleri. Işığı kim tutabilir? Kimi zamanlar, gözler sözlerden çok şey anlatır. Bu noktada diyeceğiz ki Aşığımıza: Sevgi ile bak, muhabbet ile bak. Dinlemek de marifet ister; fakat güzel bakmak, tamamen Aşığın marifetidir.

Aşığımızın (çok şükür) en azından sevdiğinin gözlerine bakmaya, onu dinlemeye, aşkını anlatamasa da sohbet etmeye; izni var.

Dert Gibi Bir Derman ve Derman Gibi Bir Dert

Bu minvalde, Aşığa verilebilecek en güzel tavsiye, ruhunu arındırması olacaktır. Çünkü ruhu güzel olan güzel bakar, güzel dinler.

Sayamadığımız daha pek çok değişken var elbette. Yöneylemde, en iyi çözüm, kısıtların sınırlarına en yakın olandır. Bununla birlikte, Yöneylem’de kısıtarı belli miktarlarda esnettiğimiz takdirde elde edeceğimiz faydada artış gözlemleyebiliyoruz. Fakat tolerans sınırının ötesine geçer isek, zarar etmeye başlarız. Kültürümüzde tolerans sınırının ötesine geçmeye Hadsizlik, Edebsizlik diyoruz. ( “Had”, “Hudut” ile aynı Arapça kelime kökünden gelip, “Sınır” anlamına gelir). Bu bağlamda, Maşuğun tolerans kapsamında sınırları gevşetmeyi, Muziplik olarak adlandıracağız.

Yani burada sayamadığımız ve saydığımız tüm konularda; hadsizlik etme, fakat biraz muziplik edebilirsin! Fakat bu konuda da, oldukça dikkatli olmalısın. Maşuk, senin muzipliklerinden rahatsızlık duy

Gözlere tekrar ve son kez değişecek olursak: Gözlerindeki ışıltının tek kısıtı, ruhunun parıltısıdır. Elini kolunu civileyip, çarmıha gerdiyseler; ruhunu da mı çarmıha gerdiler? Hangi Kısıt, Ruh’a ket vurabilir?..

İşte sayın Aşık, Aşkın Yöneylemi ile Mühendis, sizin için bu çözümleri buldu. Tabii ki, unutmamak gerekir ki, hiçbir çözüm mükemmel değildir. Yöneylem bizden, takdir Allah’tan.

28.06.2022

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 535

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir