Metafizik ve Ontoloji arasında bir ayrım yapmamız, bu ikisini birbirinden temyiz etmemiz gerekir. Ontoloji, “Varlık Felsefesi”dir. “Felsefe” ile, tabii ki Doğulu bir felsefe anlayışını kastediyoruz; yani kendi varlığımız üzerinden edindiğimiz “Varlık Bilgisi”ni.
Metafizik ise Ontoloji’yi kapsar ve onunla sınırlı değildir. Ontoloji’de “var’lık” kavramı üzerinden Nazariyat inşa ederiz; sonra Epistemoloji’yi Ontoloji’ye, tüm Bilim’leri ve Sanat’ları da Epistemoloji’ye bağlar ve Faaliyet Sınır’ları’nnın çerçevesini çizeriz. Ontoloji hepsine bir temel teşkil eder, keza tüm Faaliyet’lerimiz Varoluş’umuza bağlanır.
Ontoloji “bu dünya”yı aydınlatan bir Güneş’e benzer. Bilginin meyvesi, ışığını Ontoloji güneşinden alır. Metafizik ise, “bu dünya”nın ötesine uzanır; yani Varlık-Ötesi’ne. Benzetmemizde Ontoloji’yi Güneş’in yerine konumlandırır isek; buna kıyasla Metafizik, Yıldızlı Gök gibidir.
Metafizik İlham’ın pırıltısına yeterince yaklaşıp, buradan bir Ontoloji inşa edebiliriz. Bu “Yeni Güneş”e bağlı, meyve verecek “yeni bir dünya”, yani “yeni bir ilmî araştırma alanı” oluşturulabilir (Varoluş’sal temelleri sağlanarak). Tekrar edecek olursak; Metafizik, “Yıldızlı Gök” gibi, “tüm güneşleri” kuşatır.
Bu bağlamda; Ontoloji ile sınırlı kalmak, Güneş’e tapmaya benzer. Pek tabii, “bu dünya”nın “bilgi akışı”nı Ontoloji üzerinden açıklayabiliriz; Dünya’mızın “enerji akışı”nı Güneş’imiz üzerinden açıklayabileceğimiz gibi. Teorik açıdan, bir “tutarsızlık” da oluşmadan, “bu dünya”nın “var’lık ilişkileri”nin yazımını da yapabiliriz. Fakat “tutarsızlık” olmayışı, “eksiklik” olmadığı anlamına gelmez. Mutlak Odak Noktası’nda belirttiğimiz gibi; Güneş’i Odak edinen, “her şeyin kaynağı” olarak onu görecektir. Hâlbuki o da, ancak Allah’ın bir yaratımından ibârettir.
Ontoloji’den maksat, “bu dünya”yı aydınlatmak, Metafizik’ten maksat “ötesi”ni seyretmek ve yeni Güneş’ler keşfetmektir.
19.04.2024