Öğrenmek nedir? Ruh’un Zamanın Seyri ile, Akış’ı ile yarattığı “şekillenme”nin adıdır. Öğrenen, şey/kişi/canlı/varlık, içinden akan Bilinç’in, Akış’ın “izlediği” yol ile şekillenir. İz-lemek, yani izini bırakmak, kendi izi ile mühürlemek, şekil vermek. Bu tanım itibariyle, Öğrenen “İnsan” olmak zorunda değildir. Öğrenen, yani Ruh’un Akış’ı ile şekillenen, genel anlamda Varlık’tır. Daha özel biçimlerde, Varlık’ın büründüğü çeşitli formlar ve biçimlerdir. Hususen Ruh’un tam anlamıyla Bilinç kazandığı, İnsan-ı Kâmil’dir. Yani kendi kendisinin Bilincinde olan varlık; Varlık’laşan varlık.
Yaptığımız tanım itibariyle, Öğrenen’in “İnsan” olmak zorunda olmadığını söylemiştik. Ruh’tan bahsederken, “her şeyin içine nüfuz eden, her şeyin içinden akan şey”den bahsediyorum.
Okul derslerine dönecek olursak, Makine Öğrenmesi, işte bahsettiğimiz Öğrenme eyleminin Makine üzerinde gerçekleşmesidir. Ağaçlar da öğrenir, taş da, karınca kuşlar da. Sadece varlık’ın yapısındaki karmaşıklık’ına bakarak, bazılarında bu faaliyeti daha net biçimde fark ederiz. Halbuki, bir ağacın Işık’a yönelerek büyümesi de bir Öğrenme faaliyetidir. Yani Ruh’un Akış’ına bağlı şekillenme, ya da Ruh’un Akış’ının şekillendirmesi.
Öğrenme için gerekli unsurlardan birisi de, Ruh’un akışının gerçekleşeceği, “anlam uzayı”dır. Makine Öğrenmesi için “veri seti”dir. Ağaç için barındığı habitattır.
Her varlık, Öğrenme faaliyetini gerçekleştirebileceği belli kabiliyetler/melekeler/kuvvetler ile donatılmıştır. Bu kabiliyetler, aynı zamanda o varlık’ın neliğini belirler. Yani varlığının karakterini, Vücud’unun şeklini belirler. İnsan’ı diğer cümle varlıktan ayıran, İnsan’a özgü kabiliyetler ise, onun Kelimeler aracılığı ile kendisini aşabilmesini, Âşık olabilmesini ve “kendisinin ötesinde olan”ı anlayabilmesini sağlar. İnsan Ruh’un izlediği Yol’u, kendi derûnunda, Kelimeler ile yeniden canlandırır. Bilim, Sanat, Felsefe, Edebiyat, Etik ve Estetik bu şekilde doğar, ve İnsan’ın Dil aracılığıyla anlamasını sağlar. (Dil ve Kelimeler ile, günlük anlamda kullanılandan öte, daha kapsayıcı bir anlamı kastediyoruz.) İnsan, Var-Olan Yol’u, Kelimeler ile yeniden inşa eder. Bu sayede Bilinç İnsan’da, hayvanî tabiatının ötesine genişler. Benzer biçimde, bu Aşkın’lığın, Aşk’ın, İnsan’ın genişleyen Bilinç’inin Evren’i de genişlettiği söylenir. Varlık’ı ayrı parçalardan oluşuyor gibi gördüğümüz için, yani kesret yanılgısından ötürü bu fikir pek çok kimseye olağan dışı görünür. Halbuki Bilinç ve sahibi Tek’tir, Bir’dir. Aşağıda olan Yukarı’da, Yukarı’da olan Aşağı’da olduğuna göre, ikisi Bir’likte aynı İş’i sergiler. Tabii burada İnsan ile, Aşkın İnsan’dan, Aşık İnsan’dan, Aşk’ın İnsan’ından bahsediyoruz. Avamdan değil. Bunu da eklemezsek olmazdı.
Bu Yazı’da, üniversite derslerinde yüzeysel biçimde anlatılan konulara belli bir düşünsel Derinlik katmaya çalıştım. Keza bugün teknolojik cihazlar ile yapılabilecek işler, hakkında Mit’ler, Destan’lar yazılmaya değerdir. Bu teknolojik gelişmelerin, bize Evren ve daha önemlisi kendimiz hakkında ne kadar önemli bilgiler verdiğini, bize ayna olabilme potansiyelini anlayabilirsek; işte o zaman Dünya’yı güzellik ve huzur üzerine imar edebileceğiz. Ve elimizin altındaki cihazlar bize Zindan değil, Yâren olacak.
05.06.2023