Jivan-Mukti Çeviri

Shunyamurti ismi ile anılan bir zâtın (İngilizce) konuşmasının çevirisidir.

Shunyamurti ismi ile anılan bir zâtın (İngilizce) konuşmasının çevirisidir. Youtube linki:

https://www.youtube.com/watch?v=3o_7gqxrNe0&list=LL&index=1

Toplumsal Parçalanmaya Kapılmayın

Toplumsal (kollektif) parçalanmanın doruk noktasına ulaştığı bir döneme girmiş bulunmaktayız. Ve bu her tecelli seviyesinde vuku bulmakta. Makro gezegen ölçeğinde, karşılıklı bir kendi kendini yok etme ile sonuçlanacak biçimde, çatışmaların tam bir patlamaya gidecek şekilde arttığını görüyoruz. Ama bunu aynı zamanda sosyal yapılanmanın tüm alt tabakalarında, ve içsel psikolojik yapı-bozumu [disorganization] ve dengesizlik [dysregulation] olarak – ki bunlar giderek artmakta – ve ego bilincinin kendisini gölgesinden (davranışlarını frenleyerek) kurtaramayışında, ve kendi (içsel) çatışmalarını (dışa) yansıtmasında, ve kendilerini – esasen içsel sebepli [intrapersonally based] olan – dışsal açıdan yorucu ve yıkıcı kişilerarası [interpersonal] çatışmalar içinde bulmalarında… (Şu durumda) egonun her bir Sanskara’sını – son tanesine kadar – tamamen ortadan kaldırmak hiç olmadığı kadar acil hâle geliyor. Hâlâ zaman var iken.

Ve Yüce Rabb sabah saat 4 salâtını [meditation] buyurdu. Bu zaman dilimi Brahma Muhurat olarak bilinmektedir, bu bilincin enerjisinin çökmüş kuantum dalga fonksiyonlarını dönüştürmek ve eritmek için gereken (Rahmânî) güçten edinme (nasiplenme) konusunda ivme kazandığı bir zamandır, ki bunlar (çökmüş/bozulmuş dalga fonksiyonları) bilinçte başka türlü ortadan kaldırılamayan (ancak salât ile iyileştirilebilen) anlam kaymaları [glitches] oluşturmaktadır. Ve bu sebeptendir ki Sava’nın (Salât’ın) bir parçası olarak Yogi’ler (İnsan-ı Kâmil’ler) bu zamanda, her bilinç biriminin (Rahman’ın Nefesi için) bir alıcı hâline gelmesi ve onu alana yayması ile, cem olur ve enerji alanını destekler ki tüm varlıklar râbıta edilen bu enerjiden tüm tamlığı ile nasiplenebilsin. Ki böylece tüm morfogenetik süperorganizmanın bilinç seviyesi yücelir.

Şu esası anlamamız gerekir ki her ego bir NPC’dir – yani bir oyuncu-olmayan karakterdir [non-player character]. Dolayısıyla (kişi) ego ile tanımlandığı müddetçe, farkındalığınız aciz bir seyirciden ibaret olacaktır. (Mesela) Sizin için zararlı olduğunu bildiğiniz, ve sizi pek de istemediğiniz bir kadere sürükleyen, alışkanlık örüntülerini değiştirmek isteyebilirsiniz, ama onları değiştirmek için gücünüz yoktur. Ve aynı örüntünün – bitmesini dilediğiniz hâlde – sürekli tekrar ettiğini görürsünüz. Çünkü bilincin, zaten bu Sanskara’ların bir ürünü olan kendi ego-sisteminin içinden bu Sanskara’ları değiştirme gücü yoktur. Ve bu yüzden farkındalık tamamen ayrışmalı, (kişinin kendisini) ego ve beden tanımlamasından tam bir fisyon/ayrışma [fission] olmalı, bilincin böylece kendi fıtratına saf boşluk [pure space] olarak dönmesi için; böylece Brahman’ın (Rahman’ın) mutlak huzur/sekinet alanı [field of absolute presence] toplam enerji alanının kendisi ile dolacaktır, bu da Mutlak’ın Sıfır-noktasından [activated] harekete geçer ve – “ben” düşüncesinin bulunmadığı şu hâlde – egonun tüm takıntılarını [fixations] ve alışkanlık fonksiyonlarını ve egonun tutarsızlıklarını [misfunctions] çözebilir, ki böylece Tao’nun saf aklı [intelligence] beden-zihnin yönetim sistemi hâline gelir. Ancak en sonuncusuna kadar her bir Sanskara çözüldükten sonradır ki, bilincin kendi mutlak tabiatına dönme özgürlüğü tamamen elde edilmiş oldur. Fakat bunun için sadece bedenden değil ama ego hikâyeciklerinden [narratives] de ani tanım ve ilgi yitiminin gerçekleşmesi gerekir, ki böylece bilinç bunlardan yüz çevirmek ve zihni sükûna erdirmek için gereken gücü/enerjiyi/shakti’yi edinebilsin, ki böylece Tanrı’nın huzuru ve Tanrı(sal)-bilinç’ten gelen bilgi edinilebilsin ve vücuda karışabilsin [metabolised] ve hayy olan [morphic] evrenin tamamını yöneten ve yönlendiren Yüce Kudret ile uyumlu hâldeki [in-synch] davranışsal örüntülere (Ahlak’a) dönüşsün.

Ve bu özgürleşmeye ulaşmanın aciliyeti şu anda olağanüstü derece ciddi, kalan zamanımız çok az. Ve Ashram’da (Shunyamurti ve öğrencilerinin bulunduğu köy/kasaba) yaşamayanlar dışarıdaki enerjinin çok daha beter durumda olduğunu görecektir, çok daha Tamas’a yönelik [Tamasic], çok daha saldırgan ve kriminal ve pek çok açıdan o fazla tehditkâr ki salât/ibâdet [meditation] edebilmenin ve huzur bulabilmenin lüksü ve hayatta kalma meseleleri ile uğraşmak zorunda olmamak sizi en yüksek öncelik olan özgürleşmeden alıkoyacaktır. Fakat şu noktada, başka hiçbir şeyin önemi yok. Ve eğer tüm odağımızı bu Tanrı(sal)-gerçekleşme [God-realization] projesine vermez isek, o zaman irade bilinci gerçek birden yani travmadan, Alaka/Sevgi olan Gerçek İki’ye çekmek için yeterli olmayacak, ki böylece Shakti’den nasiplenebilsin ve Gerçek Üç olan Mutlak Kendilik’in Arş’ına istiva [ascend] edebilsin. Ve bunların hepsi gerçek zamanda başarılmalıdır, zaman ve mekânın gerçek-dışı olduğu gösterilmeden önce. Ve farkındalığın tecelli eden her şeyden ayrışmasından sonra, ki böylece tasavvur edilemeyen mutlak bir boşluğa girersiniz ki burada kelimenin tam anlamıyla hiçbir ikilik yoktur, tecelli yoktur, çünkü hepsi bir rüya idi ve rüyayı görenin zihnine tamamen girdiğinizde, bu rüya artık bilinçteki varlığını yitirecektir, rüyanın içindeki karakter – kusursuz bir biçimde – varlığını sürdürmeye devam etse de. Fakat farkındalığın kendisi ışık ile dolacaktır. Ve bu ışık holografik ekranda meydana gelen tüm faaliyetlere dair – sadece ilgiyi değil – fakat odağı da yıkayıp silecektir, ve projektörün ışığındaki zihin şimdi filmi denetleyebilecek ve ekranda neyin ortaya çıktığını belirleyebilecektir. Ve son anda, tam ayrışma/fisyon [total fission] tam birleşmeye/füzyona [total fusion] döner. Ve bu mutlak füzyon/birlik hâlindedir ki beden ve ruh arasında, evren ve bilinç arasında artık bir fark kalmamıştır. Ve ancak bu Mutlak Birlik hâlindedir ki bu, galaksiler arası (kesret) formlarına çökmüş olan kozmik kuantum dalga fonksiyonlarını çözümlemek için ışığın kudretini getirir. Ve tüm kozmosun bu nurlandıran [luminous] enerjisini tekilliğin sıfır-noktasına döndürür.

Ve bu şudur ki, holografik simülasyondaki her karakteri idare eden tek-bir oyuncu tarafından başarılır. Ve ancak bu Oyuncu olduğunuzu anladığınız zamandır ki, özgürleşme sonunda tamamen elde edilmiş olur. (Dua odur ki) bu bilgiyi esas tabiatında hıfzedecek zihin açıklığı ve kuvvete sahip olasınız – Gerçek’in saf idraki ve gerçek-olmayandan vazgeçebilecek güç olarak… Şimdi’nin aciliyeti içinde. İşte bu, Jivan-Mukti’nin anahtarıdır.

Namaste.

(Duam odur ki) Beden-zihin veya ego tanımlaması veya onun hikayeciklerinden (ibaret) olmadığınızı bilerek, sekinet ile dolasınız, ve bir zamanlar hatalı bir biçimde tanımlanmış olan NPC’nin şapşallığına gülebilecek şehadet alanını (kendinize) yaratabilesin. Ve onun ahmaklığına bir son verebilesiniz ve onun kendisini değiştirme konusundaki yetersizliğini kendisini dönüştürme gücüne çevirebilesiniz. Ve daha da derin bir sekinet, Tanrı’nın huzurunun sükuneti ile dolasınız, içinizde ve dışınızda, ve bilincin her bir Sanskara’dan – her düşkün bağlılıktan [attachment] ve tanımlamadan [identification] – tamamen özgürleşmesine ivme kazandırabilmek için onun enerjisine erişebilesiniz ve vücudunuzda (bu enerjiyi) özümseyebilesiniz [metabolise]. Ve tam Vairagya içinde holografik simülasyonun olay ufkundan [event horizon] kurtulabilesiniz [to attain release]. Ve sonra en yüce ödül olan akılalmaz sükuneti bilesiniz, tasavvur (dâhi) edilemez olan Mutlak Kendilik’i (Hakk’ı) ve Yüce Şan’ını, halk eden/yaratan, tüm evrenleri bir ânda var eden ve yok ede(bile)n Sonsuz Yaratıcı Akl’ın kudretinin İhtişam’ını. Ve Cehennem diyarlarını Cennetlere, ve çirkinliği tam sonsuz güzelliğe çeviren mucizevi dönüşümü getiresiniz. Ve bu gücü, bu bilgeliği ve bu güzelliği kendi Ölümsüz Kendilik’iniz [your Eternal Self] olarak bilesiniz.

15.10.2025

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 638

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir