Mimari-İmar İlkesi

İslam’da (Yaratıcı) Merkez Allah’tır, Dayanak’lar (Sütun’lar) ise Kur’anî (Hakkânî) İlke’lerdir.

(16. Metafizik İlke’ye karşılık gelir.)

Gönlümden geldiği gibi yazmak istiyorum ve okumak istiyorum. Dostum ise diyor ki, “İmar planın yok!”. Bunu anlamaya çalışıyorum ve kabul ediyorum ki, haklı, haksız değil.

Gerçekten de, zamanımız Sonsuz olsa, (biraz benim gibi) Kule’mizin başına çekilip, tüm vaktimizi huzurlu okumamıza-tefekküre-zikre verebilirdik. Fakat Kule’nin başındaki Âlim için zaman yavaş akarken (çünkü hâli sakindir) Zemin’deki halk için zaman hızla akıp gitmektedir (çünkü hâli aceledir).

Bir keresinde bir rüyada, Göklerin İlmi’ne vakıf birkaç Âlim’e şöyle demiştim: Siz kendi araştırmanız ile uğraşırken, Yeryüzü’nü örümcekler ve uzaylılar istila etmiş hâlde! (Yani alt-mânevî etkiler halkı istila etmiş hâlde.)

Vahiy, İlm’i Yeryüzü’ne indirir ve tabii ki Âlim’i de. Evet Kur’an İlm’i yüceltir; “De: Rabbim ilmimi arttır.”. Fakat Vahiy, aynı zamanda akletmeyi Yaşam ile iç içe ilerleyen, aktif bir eylem olarak tanımlar.

Zıtlıkların Birliği [Coincidentia Oppositorum] ile yazmaya çalıştık. Gerçekten de Mimari önemlidir. O, belirlenmiş bir formdur ve İnşa için şarttır. Fakat bize bunların Tevhid’i (Birlik’i) gereklidir, Doğuş [Genesis] esasında. Dünya’nın Kuruluş’una giden Yol buradan geçer.

Tüm zamanımızı Mimari-İmar Planı ile geçiremeyiz ama o olmazsa olmaz. İnşa’yı Akış esasında düşünürsek de, o zaman bir sonraki İlke (Kart) olan Yıldızlar’a varırız. Ama şimdilik Mimari İlke’sinden devam edelim.

Mimari, veya Nefs Mimarisi, Doğuş ile meydana gelen Boyutsal Nitelik’lerin bir açılımı ile ortaya çıkar; İç’sel cihetten düşünüldüğü/tasvir edildiği takdirde. Dolayısıyla, Yaşam (Ortamı) İnşası da aynı ilkeye uyar ve İç’sel cihetten açılan Mimari-İmar Planı’nı takip eder.

Beni rahatsız eden şey, Bina’nın Asıl zannedilmesidir. Halbuki esas olan, onda ikamet eden Zât’ın Ruh’udur, değilse somutlaşan form değil.

Dolayısıyla form gereklidir ve ona özen göstermek makbuldür/doğrudur. O, Asıl olmasa da Bina Ediliş için şarttır; mesela “İdrak’in bina edilişi” için. Bu İdrak İnşası içinse, bir Merkez’e (çünkü her şeyin başlangıcı ve İmar Planı’nın odak noktasıdır) ve Suret’i destekleyecek Dayanak’lara (Sütun’lara) ihtiyaç duyarız. İslam’da (Yaratıcı) Merkez Allah’tır, Dayanak’lar (Sütun’lar) ise Kur’anî (Hakkânî) İlke’lerdir.

16.09.2025 [y.t.]

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 637

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir