Her bir varlık için, onun Doğuş’unu Seyr’etmek, Theoria İcraatı’dır. Böylece; Theoria Yazımı, onun okunmasına olanak sağlar ve böylece bilgi hatırlanabilir (zikredilebilir) hâle gelir. Seyir, Zihin’de, Hayal esasında yeniden canlanır.
Peki ya Sembolik Varlık? Bir sembolik varlığın doğuşunu nasıl bir Theoria ile görürüz? (Mesela bir Masal veya İç’sel Hayal karakterini?..)
Doğuş (Besmele ile Zıtlıkların Birliği ile) Doğuran Kuvvet sayesinde mümkündür, değil mi? O zaman, o Âlem’deki Doğuran Kuvvet’e ve işleyişine odaklanmak ve onu kavramlaştırmak gerekir. Büyük Fizikçilerin yaptığı da, temel ve ilkesel olarak budur. Böylece onlar, Theoria İcraatı ile görünmeyen kuvvetleri Yazı Bağlamı’na bağlar. Ciddi bir sanat…
Şehâdet Âlemi’ni açıklayan bu teorilere minnettarız, fakat nedense Rüya/Misal Âlemi’ni açıklayan teoriler aynı bollukta değildir. Bu da aynı zamanda Sanat’ın kendisini açıklayan yeterince çalışma olmadığı anlamına gelir. Oysaki rüyalar objelerden daha çok hayatımıza etki eder, objelerin ilk tasarımları da bu Âlem’de bulunur.
O zaman, demek ki bizim kendi Psişe’mizin İç Dünya’sını anlamak için, önce onun varlığını kabul etmemiz sonra da maddi âlemin dilinden tamamen farklı olan Dil’ini öğrenmek için çabalamamız lazım. Fakat şurası çok önemli: Rüyaların Dili’ni, Şehâdet Âleminin Dili ile karıştırmadan. Bu anlaşılmazlık/karışıklık az daha Hz. İsmail’i canından edecekti.
Aslında bu Rüya-Gerçeklik ilişkisine dair önemli bir ipucudur: Rüya ve Gerçeklik arasında bir çeşit Sınır-Durum bulunur (Yaşam-Ölüm arasındaki Sınır-Durum gibi). Öyle ki, tam olarak bu Sınır-Durum’da söylenilen Sözler, iki Âlem’de de yankılanır.
İşte bu Sözler, ancak kalbin Fuad olup anlayacağı sözlerdir. Birkaç örnek ile bu meseleyi noktalayalım. Ayet el Kursi’nin okunması, Huzur’u tesis eder: Bu dünyada İç huzurumu, Rüya Âlemi’nde ise tüm Kürsü’nün kuşattığı Âlemin Huzuru’nu. Maşuk’un İsmi’ni anmak da, iki alemde beni kahreder, ihya eder, ibadetimdir.
İşte Âhiret’e götüreceğimiz şeyler de böyle olsa gerek. Dua, Aşk, Zikir, Fikir ve Dost’un Sohbet’i. Gerisi iki alemde de palavra, teferruat.
06.09.2025