Mühendislik ve İşyeri Psikolojisi

Genel olarak, denilebilir ki, Mühendis’in İş Akışı’nı tesis etmek için, önce sürecin matematiksel mantığını oturtması, sonra da insanî yönünü halletmesi gerekir

Bana, “bu sefer hem matematik hem psikoloji ile uğraşacaksın” denildiğinde, bunun ne anlama geldiğini pek anlamamıştım. Şöyle ki… Mühendislik’te düzen oluşturmak ve tasarlamak, matematiksel bir süreçtir. Yani, teknikleri bir ölçüde belirlidir ve matematiksel kesinliğin kurallarına uyar. Dolayısıyla, Mühendis’in işi öncelikle bu matematiksel/objektif gerçeklik üzerinden, gerçek dünya problemlerine çözümler üretmektir. Burada üretilen “çözümler”, esasen pratik durumların Kaos’unu belirli kurallara (yani Matematik’sel Bağlam’a) bağlamak ve tutarlı bir Mantık çerçevesinde bir Düzen/Nizam oluşturmaktır. Bu söylediklerimiz, tüm mühendislik dalları için geçerli olan genel ifadelerdir.

Endüstri Mühendisliği özelinde konuşacak olursak… Endüstri Mühendisi’nin işi, temelinde İş Akışı’nı yönetmek ve belirlemektir. Buna zaman yönetimi, stok yönetimi, proje yönetimi, personel yönetimi vs. dahildir. Yani Endüstri Mühendisi’nin işi, en verimli iş akışını oluşturmak, israfı/ziyanı en aza indirmek ve üretimi en iyileştirmektir. Bu, temelinde matematiksel yöntemler/metodlar kullanılarak yapılan bir iştir. Bunların Epistemoloji’sine, Mühendislik Epistemolojisi ile ilgili yazılarımızda değinmiştik. O yüzden bazı detayları tekrar etmeyeceğiz.

Sonuçta – özellikle şirket/iş büyüklüğü belirli bir büyüklüğe ulaştığında – işlerin bir Matematiksel Mantık çerçevesine oturtulması, ve yapılacak güncellemelerin bu Çerçeve üzerinden gerçekleştirilmesi gerekir. Kısacası, İş Mantığı’nın yazılı olması ve bu yazı’lım üzerinden denetlenmesi gerekir. (Burada “yazılım” ifadesi, hem dokümantasyon hem de bilgisayar programlama cihetinden anlaşılabilir.) Bu sayede, hem anlaşmazlıklar minimuma indirilir, değişiklikler yapılacaksa da ortak bir Zemin üzerinden ilerlenilir, hem de (gereksiz fazla zaman alan) angarya işler gelişen teknoloji ile birlikte otomatize edilebilir.

Şimdi işin Psikoloji boyutuna geçelim. İşyerinde pek çok kişi mühendislik kökenli değildir. Mühendislik kökenli olsa da, Endüstri Mühendisliği olmayanlar genelde endüstricilerin işleri hakkında pek bilgi sahibi değildir. Bazen endüstri mezunları da benzer bir durumdadır… Bununla birlikte, insanlarda “yönetiliyor olma”ya dair bir antipati (hoşlanmama durumu) bulunur; ki bu avamda Eziklik/Yetersizlik Kompleksi’nden kaynaklanır. Dolayısıyla, işin matematiksel düzenini belirlemek ve matematiksel/mantıksal problemlere matematiksel/mantıksal çözümler getirmek bir şeydir, bunları çalışma ortamına tesis etmek başka bir şeydir.

O zaman diyebiliriz ki, burada işin Psikoloji yönü devreye girer. Keza mühendis için gayet mantıklı ve doğal görünen bir metot (çünkü eğitimini almıştır), işçinin varlığından hiçbir haberi olmadığı bir şeydir. Dolayısıyla, mühendisin oluşturacağı düzeni, sıfırdan başlayarak, ve ayrıca işçinin anlayabileceği bir düzeye indirgeyerek, en baştan anlatması ve İşçi’nin bu düzendeki rolünü ona tanımlaması gerekir. Bırakalım karmaşık modelleri, en basit mühendislik modelinin ne olduğu (veya “Model” kavramını) anlatmak bile oldukça zordur. Üstelik fazla jargon kullanmak, her ne kadar bunlar spesifik veya anlaması zor kavramlar olmasa da, işçinin hoşuna gitmez. Temel konseptleri anlatmayı başarmak çoğunlukla yeterlidir, ve azımsanmayacak bir başarı olmakla birlikte, işçinin bu Düzen içerisinde yer alacağını onaylamasını sağlar. Yani işçi, “neden böyle yapıyoruz” sorusuna temel düzeyde mantıksal bir yanıt bulabilir.

Genel olarak, denilebilir ki, Mühendis’in İş Akışı’nı tesis etmek için, önce sürecin matematiksel mantığını oturtması, sonra da insanî yönünü halletmesi gerekir. Bu da, katlanan bir zorluk anlamına gelir. Dolayısıyla Mühendis’in Kurucu vasıf taşıması için Mühendislik’in Psikoloji yönünde de derinleşmesi, kendisini geliştirmesi gerekir.

02.08.2025

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 624

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir