Zihn’in (Ontolojik) yerinin neden inkâr edilemeyeceğinden bahsettik. Matematik Yazımı için söz konusu olan bu durum, Teoloji [Theos Fikriyatı] Yazımı için de geçerlidir; keza Matematik de Teoloji de Theo-logia [Nazariyat’a dair Fikriyat] kategorisindedir. Aynı mesele, Felsefe Fikriyatı için de geçerlidir.
Zihn’in Yazım’daki “yer”inden bahsedeceğimiz zaman, “Zihn’inden Yansıyan’lardan” bahsetmemiz gerekir. Yansıma, tabiatı gereği her zaman çift-yönlüdür. Değilse Yansıma’dan değil sadece Işıma’dan bahsederiz. Fikriyat Yazımı ise Yansıma İlkesi’ne dayanır; bu durumda İlke’yi “psikolojik yansıma dinamiği” yönünden düşünürüz.
Psikolojik yansıma da (temelinde) Işıma’ya dayanır. Keza Işık Kaynağı olmadan Yansıma’dan, Bilgi Kaynağı olmadan da Fikriyat’tan bahsedemeyiz, aynı şekilde Nazariyat’tan da bahsedemeyiz.
Nazariyat, bizatihi Seyir Faaliyeti’dir. Fikriyat ise düşünce ve dil esasındadır. Nazariyat, Görüş geliştirmeye dayanır, bizatihi Görme ve gördüğünü İdrak amacı ile. Fikriyat ise Işıma’nın “dil ve düşüncedeki Yansımaları”dır. Işıma ile teşbihen kastedilen Yaratıcı’nın Nûr’u ve tecellî eden İlâhî Bilgi’dir.
Bizatihi Seyir Faaliyeti’nde “kirlenme” veya “yozlaşma” olmaz. Çünkü bu bizatihi yani dolaysızdır. Mesela İlâhî Kelam’da da yozlaşma olmaz, çünkü dolaysızdır ve “…onda bir çatlak göremezsin”. Rahman’ın Sema’sında eksiklik yoktur, bulunmaz/bulunamaz.
Bununla birlikte, bizatihi Seyir’de bulunmayan kusura kıyasla, “seyir hakkına düşünce”de kusur bulunabilir. Bu yüzden deriz ki: “Doğrusunu Allah bilir.”
Biz beşerler, beşerî sebeplerden ötürü Işıyan’ı (Bilgi’yi), Dil’in katmanlı yapısına (mimarisine) aktarmak isteriz. Bu, Âlimlerin bileceği iştir. Mesela; Matematik Yazımı, “Bilgi’nin Dil’in katmanlı yapısına (mimarisine) aktarılması işidir.
Avam, “dilde tesis edilene” bakar, fakat ard’ındaki Nazariyat’ı gör(e)mez. Sonra, cahiliyetinden kaynaklanan boşluğa vehim ve zann’ını doldurur. Avamın Fikriyat ile olan ilişkisi, Kompleksler Teorisi (ve hususen Eziklik Kompleksi) üzerinden incelenebilir. Sadece, bu işi avamın içinde yapmayın ki linç edilmeyesiniz. (Fakat biz) bunun detaylarını Psikolog ve Psikiyatrist’lere bırakıp devam edelim.
Şimdi de dikkatimizi Nefs’in katmanlı Mimari’sine yöneltelim. Dil’deki katman-mimarisi, Nefs’in katman-yapısından kaynaklanır. Dolayısıyla Fikriyat Yazımı, Nefs’in hâlinden etkilenir. Bu durumda şunu deriz; esas olan Güzel Ahlak’tır; o, Nefs’in İlâhî ile uyumu anlamına gelir. O zaman İlâhî ile uyumlu Yazı da ancak ahlakı güze bir Kişi tarafından yazılabilir.
Buradan şu sonuca varırız: Âlim’in en önemli vasfı Güzel Ahlâk’tır ve İlim ile Ahlâk kol kola yürür.
13.07.2025