Aşk’ın Mayası

İçinde Aşk olmayan Manzara’yı, kim ne yapsın?

Kur’an’ın Ruh’unu neden yazdık? Neye dayanarak Görüş geliştirebileceğimiz sorusunu incelemek/cevaplandırmak için. Peki Görüş nedir? Bakılan Manzara’nın aynı zamanda seyredilmesi sonucu oluşan idrake Görüş deriz. Mesela bir insan bir ağaca bakabilir, fakat dallarının arasındaki kuş yuvasını görmeyebilir; bunun için baktığı ile aynı zamanda seyretmesi gerekir.

Kur’an’ın Ruh’u, iki açıdan bizi kurtarır. Birincisi, varlığı hangi İlke’ler üzerinden okuyacağımızı bize öğretir ve gözlerimizi nurlandırır. İkincisi; bizi hastalıklı bakış açısından, yani nefsimizi kabartan (enfle eden, enflasyona uğratan) açıdan korur.

Mesela, Ay’ı düşünelim. Onun sembolik yönünü okumak ister isek; mesela Dolunay, Güneş’in ışığını (ziyasını) her şeyiyle yansıtması ile Ruh’un tüm güzelliğini yansıtan kâmil bir Nefs’in remzidir. Aynı zamanda Cezbe i İlâhî ile bağlantılıdır. Hepsi Allah’ın mülküdür, hepsi Allah’tandır; yani Aşk’tandır.

Şimdi… demek ki teşbihin esası şu kelamdır: “Bana her şey, Senin Nur Vechini anımsatır.” Yani; biz, kalbimizde neyi tutarsak, onu görürüz. Demek ki; kalbi tezkiye edilmiş (temiz) olan, sembolleri/ayetleri net ve açık bir biçimde (Kur’an ı Mübin ile) Allah’tan bilecektir.

Şüphesiz, dinlerini parça parça edip grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra O, onlara yaptıklarını bildirecektir.

Enam Suresi 159. Ayet

“Kalplerinde bir hastalık bulunanlar”a gelince… “onlar için senin yapabileceğin bir şey yoktur, onların işi Allah’a kalmıştır”. O zaman; Kur’anî Gelenek, kalplerin tezkiyesine odaklanır, Ayet’leri beyân eder ve (müteşabih olanları için) der ki “ondan derin anlayış sahipleri (ulû’l elbab) ders alır”.

O zaman, biz de artık sembollerden kuru kuru bahsetmeyiz. Bilakis, onu Aşk’ın mayası ve Kur’an’ın Ruh’u ile birlikte yazarız. İçinde Aşk olmayan Manzara’yı, kim ne yapsın?

De: “Duanız olmasa Rabbim sizi ne yapsın? Yalanladınız, bu yüzden (sonucu) kaçınılmaz olacaktır.”

Furkan Suresi 77. Ayet

Nasreddin Hoca bir gün göle maya çalıyormuş. Gören ahâli sormuş: “Ne edersin hoca, göl hiç maya tutar mı?” Hoca demiş, “Ya tutarsa!”

02.06.2025

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 590

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir