Rehberlik İlkesi [Uyumlu Hareketlerin Birliği]

Uyumlu Üçlü’nün en güzel örnekleri Rab/Nebî/Velî ve Baba/Ana/Oğul’dur. Hakk İsmi hepsini kuşatır.

Ve tartışmayın Kitap Ehli ile ancak o en güzel biçim dışında – onlardan zulmedenleri hariç – ve deyin ki: “İman ettik bize indirilene de size indirilene de ve ilahımız ve ilahınız Bir’dir (Vahid’dir) ve biz de O’na teslim olanlarız.”

Ankebut Suresi 46. Ayet

9. İlke olarak Rehberlik İlkesi’nden bahsettik. İlke’lerin Nitel Sayılara tekâbül ettiğini de söylemiştik. Dolayısıyla, Sayı olarak 9’un belirtilmesi tesâdüf değildir.

3. İlke, Uyumlu Hareket/Âhenk İlkesi’dir ve Rehberlik/Rububiyyet esasen “üç şeyin uyumlu hareketi”dir. Bu Şey’lerden her birisinin 3 Varoluş Yönü bulunur. Böylece her birisinin 3 Varoluş Yönü’nün Âhenk’i, Rububiyyet’in tecellisini meydana getirir. Sayı’sal olarak bunu “3×3=9” şeklinde ifade ederiz. Tüm Nitel Sayı’ların, türevleri ile bu gibi İşlem’ler ile ifade edilebilen ilişkileri bulunur.

Bunu anlamak için, Dört İşlem’i tamamen Nitel anlamda, yani Hakk’ın Sıfat’larının izharı açısından düşünmemiz; ve tabii ki, sadece maddî alana ait olan Nicelik anlamı ile değil.

Mesela; “+1” demek, Hikâye’de atılan bir Adım demektir. Çarpım İşlemi ise, Hakk’ın (Ayân-ı Sabite’sini) Sabit Anlam’ını bizzat kendi Vechi’nden Seyri’dir. Yani aslında her çarpma işleminin başında Vahid (Bir) bulunur. Mesela “1x3x3=9” gibi.

Uyumlu Üçlü’nün en güzel örnekleri Rab/Nebî/Velî ve Baba/Ana/Oğul’dur. Hakk İsmi hepsini kuşatır.

Yeri gelmişken değinelim. Hıristiyanlar, Uyumlu Üçlü kavramının algılanışını yozlaştırarak, Rububiyyet İlkesi’ni (Kilise’ye atfetmeye çalışırlar ve) yanlış anlarlar. Derler ki “…Allah bir üçlüdür…” (Nisa/171). Fakat hakikatte “Allah Ahad’dır, Allah Samed’dir” (İhlas/1-2). Ondan başka mevcut hiçbir şey yoktur ki, O’nu bir “üçleme” ile kısıtlandıralım. Eğer illa O bir Sayı ile anılacaksa, O’nun Ahad-Samed oluşuna Metafizik Sıfır karşılık gelir – ne eksilir, en artıp azalır, ne değişir, ne de herhangi bir şeye muhtaçtır (münezzehtir). Keza Sabit Anlam’ların – Sayı’ların – Yazarı’nın Zâtı, “bir Sayı” değildir.

Gene; Kitap Ehli – bu ifade Hıristiyanları da kapsar – Allah’ı tenzih edip O’nun Tek-Bir oluşuna imân ederse, O’nun Sıfat’larının teşbîhî ifadesi caizdir/uygundur. Fakat burada, teşbihi tenzih ile Tevhid etmek gerekir, ki İblis onu yozlaştırıp halkı kandırmasın. Kur’an, (Kitap Ehli’ne hitap etmemiz için) “Onlarla en güzel şekilde konuşun” ve “sizin de bizim de Rabbimiz olan Allah’a iman ettik” gibi Tevhid odaklı ifadeler kullanmamızı öğütler.

Ey Kitap Ehli! Dininiz hakkında haddi aşmayın. Allah hakkında, gerçek olandan başka bir şey söylemeyin. Allah’ın Resulü İsa Mesih, Meryem’in oğludur. Ve o, Allah’ın Meryem’e ulaştırdığı Kelimesi’dir ve Kendisi’nden bir Ruh’tur. O halde Allah’a ve Resullerine iman edin. Ve “(Allah) Üçtür.” demeyin. Buna son verin. Bu, sizin için hayırlı olandır. Kuşkusuz Allah, tek bir ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan Sübhan’dır (yücedir). Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur ve vekil olarak Allah kâfîdir.

Nisa Suresi 171. Ayet

26.04.2025

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 596

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir