Sessiz Gece Yolculuğu

Çocukken, hafızamda kalıcı yer edinen anılarım arasında, gece yapılan araba yolculuklarının özel bir yeri vardır.

Çocukken, hafızamda kalıcı yer edinen anılarım arasında, gece yapılan araba yolculuklarının özel bir yeri vardır. Uzun, sessiz, gece yolculukları… yani müziği saymazsak, ki uzun araba yolculuklarımızda vazgeçilmez idi.

Başımı cama yaslayıp, gökyüzünün koyu lacivertini seyrederdim. Bazen kapıldığım bir his vardı (ki bu kategorinin esasıdır). Bir şeyi hatırlardım, söylenmesi mümkün olmayan bir şeyi; bununla kalmaz, tekrar unutacağımı bildiğim için hüzne kapılırdım. Anlatılması mümkün olmayan, unutulması hüznün esası olan, unutulduğu da anlatılması mümkün olmayan bir şey: Gece yolculuğu, İsra’da sırlı bir şey.

Böyle anlarda, sanki çok özlediğim ve beni çok iyi tanıyan, ve çok iyi tanıdığım birisinin beni gözettiğini, benimle birlikte olduğunu hissederdim. Ama Çocuk Aklı ya işte, ismini bilmezdim, gerek de yoktu. Aslında, söylenmesi mümkün de değildi. Anlatılsa, büyüsü bozulacak bir sır gibiydi. Tüm çocukluğumda, bunun adeta bir ilke gibi geçerli olduğunu da söyleyebilirim.

Beni en çok korkutan ise, diğer yetişkinlere benzeyip, unuttuğumu dahi unutmak idi.

Bu sebepten, çocukluğumdan beri ettiğim bir duam vardır: “Allah’ım, beni onlara benzetme.”

Öyleyse bu tür mütalaalar gayri tezahür imkânlarının her birine tatbik edilebilir.
…misal sessizliği ele alabiliriz.

[…]

Aynı şekilde burada net bir şekilde ortaya koyduğumuz üzere, sükût da sadece ifade edilmemiş kelime değildir; zira ifadesi mümkün olmayan yani tezahürü imkânsız olan da sükûta dahildir.

Rene Guénon – Varlığın Muhtelif Merhaleleri

30.12.2024

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 556

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir