“Dön’üş’üm” kelimesi hakkında, tedbir amaçlı bazı açıklamalar gerekebilir. Ben, şahsen, çoğu kez – neredeyse her zaman – bu kavrama “insanın içsel tekamülü” gibi bir anlamda değinirim. Fakat; kelimelerin kavranılış cihetleri, yani Zihin’de kavranması/kavramlaştırılması, Kişi’nin (bilinç düzeyine bağlı olarak) bunu hangi Varoluş Yönü’nü esas alarak kavradığına göre de değişebilir. Bu 3 Varoluş Yönü beşer için Ruh-Nefs-Beden olarak (da) okunabilir.
Dolayısıyla; kavramın kullanıldığı bağlam, yani anlamın hangi yönde düşünüleceğini bize gösteren “sıralanış ciheti” önemlidir. Beden cismani varoluş koşullarını, Nefs latif varoluş koşullarını, Ruh bizzat İlke’ler düzeyini ifade eder. Bağlam olarak yazılarımızda İlke’ler düzeyini ele alıyorsak – ki bu yazıyı sınıflandırdığımız kategori üzerinden görülebilir; bu dönüşüm kavramını cismani ve latif varoluş koşullarına yönelik kullanmadığımız anlamına gelir.
Eğer bunlardan, İlke’ler düzeyi bağlamında bahsedersek, bu cismani ve latif varoluş hâllerinin İlke’ler için bir remz olarak ele alındığını gösterir. Hepsinin İlke’lerin bir tecellisi olarak düşünülebilmesi sebebiyle.
Fakat mesela; kavram, Psikoloji (psukhe-logia) bağlamında Nefs’in hâlinin/hâllerinin veya genel yapısının değişimini ifade etmek için de kullanılabilir. Bundan başka, mesela; Kimya bağlamında “kimyasal bileşen”in hâlinin veya genel yapısının değişimini ifade etmek için de kullanılabilir.
Sonuçta; herhangi bir kavram için, Zihin’deki kavranılış ciheti önemlidir ve yer aldığı bağlama göre ifade ettiği anlam değişiklik gösterebilir.
Aslında; Kelime’nin bir sabit anlamı (ayan ı sabite’si) bulunur, fakat Zihin ancak Sınır’landırmalar üzerinden kavrayabildiğinden, bağlamı dikkate almak önemlidir.
14.11.2024