Nun… vel Kalem ve ma yesterun
Kalem Suresi 1. Ayet
Nun… ant olsun Kalem’e ve yazdıklarına
İnsanın yazdığı (Yaratıcı Eylem’i), An’daki hâlinin bir yansıması veya Dil’e dökülüşü olarak düşünülebilir. Bu durumda, psikolojik mânâda yaralı olduğu zaman, ne yazabilir insan?
Psikolojik kompleks oluşumunu, libido [hayat enerjisi] veya mânâ [ruhsal enerji] akışındaki bir tıkanıklık olarak, bir çeşit düğümlenme olarak düşünebileceğimizi düşünüyorum.
O zaman, Yazı’ya akacak olan mânâ da aynı akış hattından akacağından; samimiyet, önce bu düğümlerin çözümünü, yani komplekslerin çözümünü gerektirir. Çünkü İnsan’ın mânâ akış hattındaki düğümlenme, gene bu hattan gelecek olan her şeye etki edecektir. Bu durumda, Yazılan’da (bilinçdışı nitelikte kalmış olan) komplekslerin etkisi görülecektir. Bu ise Cebirsel Nitelik’lerin tam tahakkukunun önünde bir çeşit “engel” teşkil edecektir. O zaman; mânâ akışını “sıkarak”, yani Anlatma Derdi ile “sıkarak akıtan” kuvvetin önünde bir engel oluşacaktır. Bu (durumda) kuvvet/meleke, yani Hakk cihetinden bir Melek olan ve mânânın yoğunlaşmasını (Sembolik Su Elementi’ni) ifade eden Cebrail tam tezahür edemeyecektir.
Belki de bu sebeptendir; (kutsal kitaplardan gördüğümüz ile biliyoruz ki) İnsan’da (hususen – fakat onlarla kısıtlı olmayacak biçimde – Enbiya’da) Cebrail’in yani mânâyı yoğunlaştıran ve onu akıtan kuvvetin, ilk tecellileri öncelikle bu komplekslerin/düğümlerin çözümünü sağlamaktır. Ki zaten “kötülük” de bir çeşit “anlam çarpıklaşması”ndan başka bir şey değildir.
Bu sebepten “düğümlere tükürüp üfleyen” (Felak/4), (yani) bizde kompleks oluşumuna bile-isteye yol açan/açmaya çalışanların şerrinden, Felak’ın Rabbi’ne sığınırız (Felak/1).
20.08.2024