İlke’nin Çağrısı Olarak İmge

İnsan Zihni imgeler üzerinden, yani İç’sel Hayal’de canlandırılan imge üzerinden, “hayal”e “dayanak” olan “muhafaza edilen”i hatırlar.

Guenon, “İlke’lerin sonu-belirsiz çeşitlenebilir zuhurundan” bahseder. Bu, Zaman-Ötesi olan İlke’nin, Zaman’ın Seyr’i ile tecellisini ifade eder. Bu söylenileni ifade açısından zenginleştirmek için, Matematiksel Sembolizm en uygun yöntemlerden birisidir.

Fazla detaya girmemek için, Kalkülüs 1 ve 2 konularının (temel kavramlarının) bilindiğini varsayarak devam edelim. (Açıkçası, zaten bu yazıyı, okulda gördüğümüz bu konuları anlamlandırmak için yazdık.)

Dizi’ler, belirli bir n tam sayı değerine göre, belirli bir çıktı değeri verirler. Dizi’nin “genelleştirilmiş ifadesi” ise bir formül/fonksiyon ile gösterilir. İnsan, Dizi’nin çıktılarını hesaplarken, esasen n. tam sayı değerinin “fonksiyondan geçen” değerini bulur. Tüm Dizi yazımlarında da söz konusu olan İnsan’ın n tam sayılarını 1’den başlayarak saymasıdır. Tüm Dizi yazımlarının temelini bu Tam-Sayım işlemi oluşturur. Bu ise, ilkesel olarak, İnsan’ın Zaman ile Seyr’inden ve Adımlama’sından başka bir şey değildir. Bununla birlikte, İlke’nin matematiksel bir sembolü olarak düşünülebilecek olan fonksiyon, bu (Zaman’ın Seyr’i ile) Sayım işleminin dışındadır; ki bu da Zaman-Ötesi olan İlke’nin, Zaman’ın Seyr’ine “dayanak” oluşunu remzeder.

Yalçın Koç’un ifadesi ile söylersek: “Hafıza”da “muhafaza edilen”, “muhayyile”nin “hayal”ine “dayanak” olur.

(Aynı zamanda bu hem İnsânî Hayal hem de İlâhî Hayal için düşünülebilir. Keza pek çok kez belirttiğimiz gibi, İnsânî olan İlâhî olanın adeta bir yansımasıdır. – “İnsan Hakk’ın aynasıdır.”)

Konuya bir de pedagojik açıdan yaklaşalım. Kalkülüs’ün konularından Dizi’lerin Sayım’ı için, (hafıza-muhayyile ilişkisini esas alan ve) C. G. Jung’un da değindiği aktif imgelem tekniğinden bahsedilebilir. Bu, en basit ifadesi ile bir “bilinçli hayal kurma faaliyeti”dir. İnsan Zihni imgeler üzerinden, yani İç’sel Hayal’de canlandırılan imge üzerinden, “hayal”e “dayanak” olan “muhafaza edilen”i hatırlar. (Ve imgelerimizi yitirdiğimizde, hatırlamak olağanüstü derecede zorlaşır.)

Bunun için bir ön-koşul olarak, İlke’ye karşılık gelen imgenin tecrübe edilmesi gerekir. Bundan sonra artık imge, İlke’nin hatırlanması/çağrısı/zikri için bir “dayanak” olma işlevi sunar; İnsan’ın psişik/zihinsel kuvvetlerini toparlayabilmesi için bir odak sağlar. Bunun da öğrenciler için faydası ve işlevi kolaylıkla anlaşılabilir, diye düşünüyorum. (Keza edinilen Metod ve Yöntem’lerin, yeniden yazımında ve uygulanmasında, Zihn’in bunları bütüncül bir bakış açısı ile anımsayabilmesi/hatırlayabilmesi, öğrenci için oldukça önemlidir.)

09.08.2024

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 519

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir