Düğümlerin Oluşumu

Bu sefer, Düğümlerin Oluşumu’nu daha bireysel bir ölçekte düşünmeye çalışacağız.

Bağlayan Arketipi’nin Hikâye’lerdeki tezâhürünü incelemeye devam edelim. Düğüm’ün ve Düğümlenme’nin, ezeli ve ebedi İlke’lere dayanan olgular olduğumu söylemiştik. Öyle ki insanlık tarihi boyunca bunların izlerine rastlanabilir. Bunların İmge’leri özellikle mit ve masallarda kendilerini görünür kılar.

Bu sefer, Düğümlerin Oluşumu’nu daha bireysel bir ölçekte düşünmeye çalışacağız. Bunu, aynı zamanda Cebirsel bir genelleştirme gibi de düşünebiliriz.

“Kısmî olan” – “Bütün’cül Olan” ilişkisi üzerinden düşünürsek; “bağlanmış olan” veya “düğümlenmiş olan”, “Bütün’e erişimi bir şekilde kısıtlanmış olan”dır. “An’la’yış” cihetinden, diyebiliriz ki “kısmî bağlam”ı, “Mutlak” olarak benimseyen, Bütün’ü “kısmî bağlam” üzerinden anlayabileceği yanılgısı içerisindedir. Yani; Bütün’cül olmayan bir Anlatı Bağlamı tarafından “An’la’yış”ı kısıtlanmıştır. Anadolu’da buna denir ki, “basireti bağlanmış”.

Tabii ki, “kısmî bağlam” için tamamen “zararlı” ve “yersiz” olduğunu söyleyemeyiz. “Kısmî olan” Bütün’deki “yer”ini, haddini yani Sınır’larını aşmadığı müddetçe, hak eder. Tüm varlıkların, Varlık’taki yerlerini hak etmesi gibi. İstisna olarak, sadece beşer haddi aşar, azgınlık (tuğyan) eder.

Misal; “kurbağa”lara ilgi duymak ve kurbağalar hakkında zihinsel (entellektüel) araştırma yapmak, “tamamen yersiz” değildir. Fakat, tüm canlılıkın gizemlerinin kurbağalar üzerinden açıklanabileceğini düşünmek, “yersiz”dir, “abes”tir.

“Kısmî olan”dan çıkışın tek yolu ise Vahiy’dir, Vicdan’ın rehberliğidir.

Aslında, bir ekleme yapacak olursak, (abes-örneğimizdeki) “kurbağa araştırmacısının” canlılıkın gizemleri hakkındaki heyecanı, İlke’lerin varlığına dair bir sezgiye sahip olmasından kaynaklanır. Fakat o, İlke’lerin aslen görünmeyen nitelikte olduğunu ve görünende tecelli ettiğini anlayamamıştır. Eğer “görünmeyenler dünyası”na yani Gayb’a inanır ise, o zaman İlke’lerin tüm varlıklarda görülebileceğini görür. Aksi takdirde, “görünenler dünyasında” kısıtlı kalır ve İlke’lerin sadece “onun ilgi (bakış) alanı” ile sınırlı olmadığını asla idrâk edemez.

05.06.2024

Emin Ali Ertenü
Emin Ali Ertenü
Articles: 532

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir